7. Hukuk Dairesi 2014/13112 E. , 2015/834 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde 24.01.2011-15.08.2012 tarihleri arasında sınıf öğretmeni olarak çalıştığını, iş akdinin haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın işverence feshedildiğini, fazla mesai ücreti ile 15 günlük Ağustos ayı ücretinin ödenmediğini, davacının 06:35-18:00 saatleri arasında çalıştığını, ayrıca işe girdiği ilk 3 ay cumartesi günleri 07:00-13:00 saatleri arasında da çalıştığını belirterek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işe gelmeyerek iş akdini kendisinin sonlandırdığını, davacıya tüm hak ve alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro, sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanıklarının beyanları ile sonuca
gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda; davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında çekişmeli olup, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda husumetli davacı tanıklarının beyanlarına itibarla davacının fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır. Davacı tanıklarının aynı konuda işveren aleyhine açmış oldukları davalar mevcut olduğundan bu beyanlara ihtiyatla yaklaşılması gerektiği açıktır. Davacı taraf başkaca somut delille fazla çalışma olgusunu ortaya koyamadığı gibi, dava dilekçesinde işe girdikten sonraki ilk üç ay cumartesi günleri 07:00-13:00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmesine rağmen talep aşılarak tüm çalışma dönemi için cumartesi günleri çalışma varlığını kabul ederek hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Tüm bu nedenlerle, davacının fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi bozma nedenidir.
3-Davacı taraf dava dilekçesinde kıdem tazminatı dahil tüm alacakları için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiği halde, talep aşılarak HMK."nun 26. maddesine aykırı şekilde kıdem tazminatına akdin feshi tarihinden itibaren faiz
yürütülmesi de bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.