13. Hukuk Dairesi 2013/17895 E. , 2013/25978 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, sağır ve dilsiz olduğunu, davalı kardeşinin ...’de kendisine bina yaptıracağını söyleyerek kandırıp dava dışı ..... isimli kişiye satış yetkisi içeren vekaletname vermesini sağladığını, vekaletname düzenlenirken noterde işaret dili anlayan tercüman bulundurulmadığını, bu şekilde geçersiz olan vekaletnameye dayanarak davalının kendisine ait ... ili .... ilçesi 266 ada, 81 parsel nolu taşınmazda bulunan bağımsız bölümleri tapuda üzerine geçirdiğini, kendisinin satıştan habersiz olduğunu ileri sürerek, davalıya vekil ... Tanık tarafından yapılan satışın iptali ile taşınmazların adına tescilini, iptal kararının verilmesi durumunda davalıdan son beş yıl ve müteakip yıllara ilişkin fazlası saklı kalmak üzere 1.500TL ecrimisilin tahsilini, tapu iptali talebi kabul edilmezse taşınmazın tespit edilecek rayiç bedeli üzerinden hissesine düşen miktar kadar tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacıyı dolandırmadığını, davacının taşınmaz hisselerini kendisine satıp bedellerini aldığını, vekaletnamenin geçerli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın Dairemizin 14.03.2012 tarih, 2012/2379 Esas, 2012/6251 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şumulu dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davacının yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 30.03.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 196.640-TL’ye çıkarmış ve harcını da bu miktar üzerinden tamamlamıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verildiğine göre, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin bu miktar esas alınarak belirlenmesi gerekir. Aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Mahkemece verilen 14.05.2009 tarihli ilk kararın hüküm bölümünün iki nolu bendinde alınması gereken 10.618,56-TL harçtan peşin alınanın mahsubu ile bakiye 7.963,86-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş ve bu meblağ davalı tarafından ödenmiştir. Dairemizce verilen bozma kararından sonra dava reddedilmiş olmakla ödenen 7.963,86-TL harcın davalıya iadesine karar verilmesi gerekirken bu konuda bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.438/7 maddesi hükmü uyarınca mahkeme kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle, hükmün 2. fıkrasında yazılı “1.320,00-TL” rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine “16.248,00-TL” rakamlarının yazılmasına, üçüncü bentte açıklanan nedenle davalı tarafından yatırılan 7.963,86-TL harcın istek halinde davalıya iadesine” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.