11. Hukuk Dairesi 2020/3347 E. , 2020/5074 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 07.11.2017 tarih ve 2016/693 E. -2017/1140 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıya fatura mukabili verdiği malların bedelinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinde davalının itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının faturalara ve cari hesap ekstresine dayalı olarak İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünde davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalı vekilinin, davalının adresinin Bakırköy olmasını gerekçe göstererek icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle HMK"nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/11898 esas ve 2016/2203 karar sayılı ve 11/02/2016 tarihli ilamında yer alan “Dosya içeriğindeki verilerle taraflar arasında akdi ilişkinin mevcudiyetine dair kesin bir sonuca varılamayacağı gibi akdi ilişkinin olmadığı tespitinde bulunmak da mümkün değildir. O halde sözleşme ilişkisinin varlığı, tarafların buna dair sunacakları delillerin toplanmasından sonra tespit edilebilecek bir olgu haline gelecektir.
Nitekim 6100 sayılı HMK"nın 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip HMK"nın 117/3. maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK"nın 163.-164. maddelerinde açıklandığı görülmektedir. Açıklanan tüm bu nedenlerle, mahkemece davalının yetki itirazının anılan hükümler çerçevesinde incelenerek taraflara yetki konusunda delillerini sunma imkanı tanınarak varsa delilleri toplanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekmiştir.” gerekçesiyle davacı yararına bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada davalı vekilinin, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazının reddine, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 12.770,25 TL alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerine göre ise davacının davalıdan 3.706,04 TL alacaklı olduğu, davacının 2013 yılı sonunda davalıdan 2.867,29 TL bakiye alacak kaydının bulunduğu, 2014 yılına ilişkin 10 adet toplamı 9.902,96 TL tutarlı fatura içeriği mal ya da hizmetin davalıya teslim edildiğine ilişkin bir delil ibraz edilmediği, davalının 2014 yılı BA formlarında davacıdan herhangi bir alım yapıldığına ilişkin kayda rastlanmadığı, bu durumda davacının sadece 2.867,29 TL alacağını ispatladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 2.867,29 TL asıl alacak bakımından devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 146,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan, aşağıda yazılı bakiye 18,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.