15. Hukuk Dairesi 2021/818 E. , 2021/1225 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında sistem kullanım anlaşması akdedildiğini, davalı şirketin müvekkiline 16/02/2011 tarihli 102.051,01 TL bedelli ceza faturası gönderdiğini, ancak taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca herhangi bir ihlâl sebebiyle ceza-i şart uygulanabilmesi için kullanıcıya bir uyarıda bulunulması ve ihlâlin ortadan kaldırılması için kullanıcıya makul bir süre tanınmasının zorunlu olduğunu, ceza miktarlarının da fahiş olduğunu ileri sürerek, davaya konu faturalardan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, aksi halde fahiş ceza faturasının tenkisini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafça aynı faturaya ilişkin idare mahkemesinde de dava açıldığını, müvekkil kurumca yapılan tüm işlemlerin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; sistem kullanım anlaşmalarının idari bir sözleşme olduğu ve mevcut davaya bakmakla idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/06/2015 tarihli ve 2014/7403 E.- 2015/4452 K. sayılı ilamıyla; davalı şirketin, özel hukuk hükümlerine tabi bir İktisadi Devlet Teşekkülü olduğu, uyuşmazlık konusunun idari bir işlem veya eylem niteliğinde bulunmadığı gözönünde bulundurularak, yargı yolu yönünden görevli olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu faturaya ilişkin idari yargıda açılan davada dava konusu işlemin iptaline karar verildiği ve kararın davalı tarafından temyiz edildiği, karar tarihi itibari ile halen Danıştay incelemesi aşamasında olduğu, davacı vekilince idare mahkemesi kararın bekletici mesele yapılmasına karşı çıkıldığı, yargı yolu farklı olsa dahi iki mahkeme arasında farklı yönde karar verilmesinin karmaşaya yol açacağı, diğer dava sonuçlanmadan davanın esası ile ilgili karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, sistem kullanım anlaşmasında yer alan ceza koşulunun haksız uygulanması suretiyle düzenlenen fatura bedellerinden borçlu olmadığının tespiti, mümkün olmadığı taktirde fahiş ceza faturalarının tenkisi istemine ilişkindir. 02/12/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” TEİAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun"a ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun"un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.Hukuk yargılamasında usul hükümlerinde yapılan değişiklikler derdest davalarda derhal uygulanır. Bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusu HMK"nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartıdır. HMK"nın 115/1. fıkrası gereğince anılan dava şartı yargılamanın her aşamasında (ilk derece ve istinaf mahkemeleri ile Yargıtayca) re"sen dikkate alınır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yukarıda izah edilen Kanun değişikliği kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK"nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.