19. Hukuk Dairesi 2018/2639 E. , 2020/486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı şirket ve ortağının davacı şirketten toplam 61.673,40 TL"lik yem aldığını, ödemelerinin büyük bir kısmını zamanında yaptıklarını, ancak son ödemelerde nakit sıkıntısı olduğundan bahisle çekler verdiklerini, çeklerin karşılığının çıkmadığını, alacağın tahsili için yaptıkları takiplerden birinin iptal edildiğini, diğerinin ise davalı tarafın itirazı üzerine durduğunu, davacı şirketin halen davalılardan alacaklı olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 16.400 TL"nin son çek tarihi olan 30.04.2006"dan itibaren kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizi ile birlikte tahsiline, asıl alacağın %40" ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davacı şirketin fatura karşılığı verdiğini beyan ettiği malları davalının almadığı gibi, davacının belirttiği faturaların da davalı adına kesilmediğini, davalı ile davacı şirket arasında herhangi ticari bir münasebetin olmadığını, bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu, ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine ve davacı aleyhine %40" dan aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı ... tarafından çeklerin düzenlenerek davacı şirkete verildiği, davacı şirket ile davalı ..."ya ait şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, zamanaşımına uğrayan ve imzası inkâr edilmeyen çeklerin, temel borç ilişkisi yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davacı şirketin ibraz ettiği faturalar göz önüne alındığında, dosyada aksine bir delil de bulunmadığından davacı tarafından ispatlanan davanın kabulüne, 16.400,00 TL’nin 30.04.2006 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davalı ... Kur.Tic.San.Ltd.Şti vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2014/627 esas ve 2014/4276 karar sayılı ve 04.03.2014 tarihli kararıyla “Dava, satım akdine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde faturalara ve zamanaşımına uğramış çeklere dayanmıştır. Faturalarda, alıcı olarak ... Ltd. Şti. gösterilmiştir. Karar tebliğ edilen ... Kur. Tic.San. Ltd. Şti. faturalarda belirtilen şirketin kendileriyle ilgisi olmadığını belirtmiştir. Mahkemece, faturalardaki müşteri vergi sicil numarası ve ticaret sicil kaydından söz konusu- faturalarda belirtilen şirketin açık unvanı ve adres kaydı araştırılarak, usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilerek karar verilmesi gerekirken davalı şirket yönünden eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının, dava dilekçesinde faturalara ve zamanaşımına uğramış çeklere dayandığı, faturalarda, alıcı olarak ... Ltd. Şti. gösterildiği, ... Kur. Tic. San. Ltd. Şti.’nin faturalarda belirtilen şirketin kendileriyle ilgisinin olmadığını belirttiği, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda faturalardaki müşteri vergi sicil numarası ve ticaret sicil kaydından söz konusu faturalarda belirtilen şirketin açık unvanı ve adres kaydı araştırılarak, usulüne uygun taraf teşkili sağlandığı, davalı ... tarafından davacı şirkete çeklerin düzenlenerek verildiği, davacı şirket ile davalı ..."ya ait şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, zamanaşımına uğrayan ve imzası inkâr edilmeyen senedin, temel borç ilişkisi yönünden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu ve davacı şirket tarafından ibraz edilen faturalar göz önüne alındığında, dosyada aksine bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı şirket davalı şirkete 61.673,40 TL’lik yem sattığını ve bedelini büyük ölçüde tahsil ettiğini ancak alacağın 16.400,00 TL’lik kısmını tahsil edemediğini davalı şirketin bunu çek ile ödeyeceğini belirttiği ve şirket ortağı diğer davalı ...’nın keşide ettiği toplam 16.400,00 TL’lik çeklerle ödeme yapılmak üzere çeklerin teslim edildiğini ancak çeklerin karşılıksız çıktığını belirterek, 16.400,00 TL’nin çeklerin en son keşide tarihi olan 30.04.2016’dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili davacı tarafından davalı ...’ya herhangi bir mal teslim edilmediğini davacının davalı ...’ya fatura da kesmediğini, ... ile davacı arasında ticari ilişki olmadığını kendisine husumet yöneltilemeyeceğini ayrıca davacı alacağının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini ve davalı aleyhine %40 icra inkâr tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece verilen ilk kararda davanın kabulü ile 16.400,00 TL davacı alacağının 30.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hükmün her iki davalı tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, yerel mahkeme kararı yukarıda belirtilen Dairemizin 2014/627 esas ve 2014/4276 sayılı ve 04.03.2014 tarihli kararıyla; davalı şirket yönünden ve davacının alacağını dayandırdığı faturalarda mal alıcısı olarak ismi yazılı Yazıcıoğlu şirketinin davalı şirket ile ilişkisinin araştırılması için bozulmuş davalı ...’nın itirazı ise incelenmemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak bozma doğrultusunda fatura üzerinde yapılan araştırmada fatura alıcısının ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olmadığı davalı şirketin şubesi olduğunun anlaşılması üzerine başkaca bir araştırma yapılmaksızın dava yeniden kabul edilmiş ve davalılar vekili tarafından bu karar temyiz edilmiştir.
Davalı ... Kur. Tic. San. Ltd. Şti.’nin ortağı olup bu şirketin borcundan ortak olarak sorumlu değildir. Davacı, davalı ...’dan bu davalı tarafından keşide edilen ve karşılıksız çıkan çekler nedeniyle alacak talebinde bulunmuştur. Davacı diğer davalı şirkete karşı ise teslim edilen mal bedelinin kısmen ödenmemesi nedenine dayalı olarak dava açmıştır. Davacı ayrıca davalı ... tarafından verilen çeklerin diğer davalı şirketin borcunu ödemek üzere verildiğini belirtmiştir.
Bu durumda, mahkemece; öncelikle davacıdan davalı ... tarafından verildiği belirtilen çek asıllarının ibrazının istenilmesi, davacı çekleri ibraz ederse, bu çeklerin bankaya ibraz edilip edilmediğinin incelenmesi, çeklerin bankaya ibraz tarihi itibarı ile yürürlükte olan mevzuata göre kambiyo hukuk yönünden dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayıp uğramadığının araştırılması, zamanaşımına uğramış ise bu kere çekin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden bir- yıllık özel zamanaşımı süresi içinde açılabilecek sebepsiz zenginleşme davası yönünden konu incelenmeli ve bu çeklerden dolayı davacının davalı ...’dan alacağı olup olmadığı saptanmalıdır.
Bu incelemede, davalı Nurettin Yazıcı tarafından zamanaşımı def’inde bulunduğu dikkate alınmalı ve sebepsiz zenginleşme davası yönünden dava tarihi itibariyle bir yıllık özel zamanaşımı süresi dolmuşsa dava reddedilmelidir. Zamanaşımı süresi dolmadan dava açılmışsa dava konusu çekler nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispat külfetinin davalıya ait olduğuna dikkat edilmelidir.
Ayrıca, davacının dayandığı çekler kambiyo vasfını yitirmeden dava açılmışsa her bir çek için ait olduğu miktar yönünden temerrüt faizinin ayrı ayrı bankaya ibraz tarihinden başlayacağı, davalı ...’nın sebepsiz zenginleşme sebebiyle sorumluluğu saptanırsa bu durumda çeklerin keşide veya bankaya ibraz tarihlerinden itibaren temerrüt başlaması söz konusu olamayacağından temerrüt sağlayan icra takibi veya noter ihtarı gibi bir durum olduğunun davacı tarafından ispatlanamaması halinde temerrüt halinin dava tarihinden başlatılması gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.
Davacının davalı şirketten alacağını ispatlaması için ise satış faturalarında yazılı malların davalı şirkete teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlanması gerekir. Davacının mal teslimi ispatlaması halinde bu kere alınan malların bedelinin ödendiği ispat külfeti davalı şirkete düşecektir.
Mahkemece davaya ilişkin tahkikat yukarıda açıklandığı şekilde ayrıntılı yapılması gerekirken yeterli inceleme yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 17.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.