20. Hukuk Dairesi 2017/7628 E. , 2018/543 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., ... mevkiinde bulunan ve 2000 yılında ..."tan satın alıp 393 nolu vergi kaydı uygulanarak adına tespit edilen 136 ada 8 numaralı parsele bitişik olan ve orman kadastrosu sınırları içinde kalan tahminen 3925 m2"lik kısma yönelik olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve ..."ın adına kayıtlı Şubat 1954 tarih 17 numaralı tapu kaydına dayanak adına tescili talebi ile dava açmıştır.
Mahkemece zilyetlik koşulları oluştuğundan davanın kabulü ile 138 ada 8 numaralı parselin batı hududuna bitişik 3950,97 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.04.2009 tarih ve 2009/4466 E-5806 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Yörede kadastronun yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 3402 Sayılı Yasanın 4/3. maddesi gereğince Orman Kadastro Komisyonlarınca orman sınırları 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre belirleyerek haritasına işleyip kadastro ekiplerine teslim edilir ve bu haritalar esas alınarak kadastro ekiplerince orman kadastrosu ikmal edilir. Dosya kapsamından Orman Kadastro Komisyonunun dava konusu yeri 363-364 orman sınırlarınının batısında ve orman içinde gösterip haritaları kadastro ekibine teslim ettiği halde, kadastro ekibi Yasayı ihlal ederek ölçü ve harita işlemlerini kendisine teslim edilen haritaya göre yapmamış, derenin batı tarafında kalan orman parçasına 135 ada 22 parsel numarası vermiş, derenin doğusunda kalan ve aynı ormanın devamı olan taşınmazı dere ve yol boşluğu olarak tespit harici bırakmıştır.
Davacı önce zilyetliğe dayanarak dava açmış, yargılama sırasında... adına olan ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.11.1953 gün 472-380 sayılı tescil kararı ile oluşturulan Şubat 1954 tarih 17 nolu tapu kaydına dayanmıştır. Sözü edilen tapu kaydının haritası getirtilmemiş, yapılan keşiflerde bilirkişiler tapunun dava konusu yer ile birlikte bu yerin bitişiğindeki davacı adına tespit ve tescil edilen 136 ada 8 sayılı parsele uyduğunu bildirmiş, mahkemece tapu kaydından söz edilmeden zilyetliğe dayanılarak dava kabul edilmiştir. 136 ada 8 sayılı parselin Ali Kocabıçak"dan satış yoluyla davacıya geçtiği tespit tutanağında yazılıdır. Yine bu parsele 393 sayılı Ali Kocabıçak adına olan vergi kaydı uygulanmıştır. 8 sayılı parselin yüzölçümü tapu ve vergi kayıt miktarından fazladır. Bu kayıtlar lehe olduğu kadar aleyhe de delil oluşturur. 8 sayılı parselin doğu sınırı yola dayanmaktadır. Bilirkişilerin raporda gösterdikleri fotoğrafların dava konusu yeri atıf olmayıp davacının 8 sayılı parseline ait olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu yerin memleket haritası ve fotogometri yöntemiyle düzenlenen haritasında eğiminin yüksek olduğu görülmektedir. Bilirkişilerin belirledikleri eğim bu haritaları
doğrulamamaktadır. O halde, davacının dayandığı Şubat 1954 tarih 17 nolu tapu kaydının dayanağı evraklar (mahkeme kararı ve eki kroki) Tapu Sicil Müdürlüğünden istenmeli, dayanılan tapu kaydı ve dayanağı harita ile komşu 136 ada 7, 8 ve 11 numaralı parsellere uygulanan vergi kayıtları uygulanmalı ve komşu parsel dayanak vergi kayıtlarının çekişmeli taşınmazı ne şekilde nitelendirdiği belirlenmeli, tapu kaydına 3402 Sayılı Yasanın 20/A maddesi gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile, Çanakkale ili, Merkez ilçesi, Kızılcaören köyü, ... mahallesinde tapuya kayıtlı 136 ada 8 ve 11 parsel sayılı taşınmazların batı hududuna bitişik olan ve teknik bilirkişi..."nin 27.06.2011 tarihli raporuna ekli krokide 3950,97 m2 olarak belirlenen taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili ve orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu 2005 yılında yapılmış ve çekişmeli taşınmaz dere ve yol boşluğu olarak kadastro harici bırakılmış 363 ve 364 orman sınır noktalarını birleştiren hattın batısında ve orman sınırları içinde bırakılarak ... Devlet Ormanı ismi verilerek sınırlandırılmış harita ve tutanaklar arazi kadastro ekiplerine teslim edilmiştir. Ancak, arazi kadastro ekipleri bu ormanının bir kısmına 135 ada 22 parsel numarası vererek tespit tutanağı düzenlemiş, dava konusu taşınmaz hakkında tespit tutanağı düzenlenmeyerek dere ve yol boşluğu olarak tespit harici bırakmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı belirlendiğine ve adına tescil kararı verilen kişi yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 25/01/2018 günü oy birliği ile karar verildi.