Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1245
Karar No: 2021/970
Karar Tarihi: 18.05.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1245 Esas 2021/970 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1245
Karar No : 2021/970

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Birliği

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 19/02/2020 tarih ve E:2019/2523, K:2020/2149 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 27/12/2017 tarih ve 30283 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile 13. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesi ve 3. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 19/02/2020 tarih ve E:2019/2523, K:2020/2149 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin süreye ilişkin itirazı yerinde görülmemiş,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması" başlıklı 56 ve "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddelerine, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesine, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesine, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 1, 2, 3, 8 ve 11. maddelerine, dava konusu Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nin 1, 3 ve 13. maddelerine ve 02/04/2015 tarih ve 29314 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Atık Yönetimi Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendine yer verildikten sonra,
Anılan mevzuat gereğince, evsel atıkların toplanması ve yönetimi konusunda münhasıran belediyelerin yetkili ve yükümlü olduğu, diğer katı atıkların taşınma, toplanması ile geri kazanımı ve bertaraf işlerinin ise lisans almak suretiyle belediyelerin yanı sıra gerçek ve/veya tüzel kişilerce de yerine getirilebileceğinin öngörüldüğü,
Dava konusu Yönetmeliğin iptali istenilen 13. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesi ve 3. fıkrasındaki düzenlemeyle; ambalaj atığı üreticilerine, atıkların bağlı bulundukları belediyenin ambalaj atıkları yönetim planına uygun olarak, diğer atıklardan ayrı biriktirme ve belediyenin toplama sistemine veya çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesisine verme yükümlülüğü getirildiği, ancak, çevre kirliliğine yol açmayacak şekilde ambalaj atıklarını oluştuğu noktada cinslerine göre ayrı biriktiren sanayi işletmeleri ile toplama sisteminin oluşturulmadığı ve biriktirme ekipmanlarının temin edilemediği yerlerdeki ambalaj atığı üreticilerinin ambalaj atıklarını çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verebilecekleri, Öte yandan, belediyenin yönetim sistemi dışında kalan ambalaj atığı üreticilerinin, tüketim sonucu oluşan ambalaj atıklarını çevre kirliliğine yol açmayacak şekilde ayrı olarak biriktirerek belediyenin toplama sistemine veya çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verebileceklerine yönelik düzenlemeye yer verildiği,
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesi ve 3. fıkrasının; ambalaj atıklarının belirli bir yönetim sistemi içinde, kaynağında ayrı biriktirilmesine, toplanmasına, taşınmasına, ayrılmasına ve geri dönüşümüne yönelik olduğu dikkate alındığında, anılan düzenlemede, dayanağı olan 2872 sayılı Kanun'a aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu Yönetmeliğin iptali istenilen 4. maddesindeki "Ambalaj atığı: Üretim artıkları hariç, Atık Yönetimi Yönetmeliği'ndeki atık tanımına uyan her tür ambalajı ve ambalaj malzemesini" tanımının hukuka uygunluğu yönünden incelenmesine gelince; bu tanımın, Atık Yönetimi Yönetmeliği'ndeki "Atık: Üreticisi veya fiilen elinde bulunduran gerçek veya tüzel kişi tarafından çevreye atılan veya bırakılan ya da atılması zorunlu olan herhangi bir madde veya materyali" tanımı ile birlikte incelenip değerlendirilmesinden; düzenlemenin, dayanağı 2872 sayılı Kanun'un 2. maddesindeki "Atık" tanımı ile aynı yönde hükümler içerdiği, yeni bir tanım getirmediği, anılan Kanun'da da maddelerin atık olarak kabul edilebilmesi için çevreye atılmış ya da bırakılmış olması düzenlemesinin bulunduğu dikkate alındığında, dava konusu Yönetmeliğin iptali istenilen "Ambalaj atığı" tanımında, 2872 sayılı Kanun'a aykırılık bulunmadığı,
Öte yandan, dava konusu Yönetmelik'le yürürlükten kaldırılan 24/08/2011 tarih ve 28035 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile 23. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkralarında yer alan "bedelsiz şartı aranmaksızın" ibaresinin; ambalaj atığı üreticilerinin ambalaj atıklarını bedel karşılığı vermelerine olanak tanıyan düzenlemelerin, kirleten öder ilkesine ve ambalaj atığı üreticileri arasında ayrıma neden olduğundan hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay Ondördüncü Dairesinin 05/11/2013 tarih ve E:2011/16096, K:2013/7348 sayılı kararıyla iptal edildiği, dava konusu Yönetmelik'te yer alan düzenlemede ise bedele yönelik herhangi bir ibareye yer verilmediğinden, dava konusu düzenlemede anılan Danıştay kararına da aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu Yönetmeliğin "Ambalaj atığı" tanımında atıf yapılan Atık Yönetimi Yönetmeliği'nde yer alan; "çevreye atılan veya bırakılan" ibaresinin, ambalaj atığının bir yere atılmaması veya bırakılmaması durumunda atık olarak kabul edilmemesine neden olduğu, dava konusu tanımın, atığın herhangi bir yerde biriktirilmesi halinde belediyeye bedelsiz verilme zorunluluğunu ortadan kaldırdığı, Yönetmeliğin 13. maddesinin 1 ve 3. fıkralarıyla; belediyenin yönetim sistemi dışında kalan ambalaj atığı üreticilerinin ambalaj atıklarını belediyenin toplama sistemine verilmesi yükümlülüğünün kaldırılarak, belediyenin toplama sistemine veya çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verilebileceği belirtilerek seçme hakkı tanındığı, ambalaj atığını piyasaya sürenler açısından imtiyaz getirildiği, Yönetmelik'teki düzenlemeyle bir kısım atık üreticisine atığını satma imkânı getirildiği, bunun da eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 19/02/2020 tarih ve E:2019/2523, K:2020/2149 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 18/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi