11. Ceza Dairesi 2017/12993 E. , 2019/228 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosyada katılan vekiline ait 25.11.2014 tarihli bir temyiz dilekçesinin bulunmadığı, 25.11.2014 tarihli temyiz dilekçesinin sanık ... müdafii tarafından sunulan gerekçeli temyiz dilekçesi olduğu anlaşıldığından; tebliğnamede yer alan katılan vekilinin temyiz talebinin reddi yönündeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
1- Dosyada senet aslının veya okunaklı bir senet suretinin bulunmadığının ve senedin mahkemece huzurda incelenmemiş olduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi bakımından; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu da göz önüne alınarak, senet aslının emanetten getirtilmesi ve incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, unsurlarının tam olup olmadığının, aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının gerekçeli kararda tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde aslının dosya içerisinde bulundurulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile hükümler kurulması,
2- Bilirkişi raporuna göre, senetteki sanık ...’e ait kaşe üzerindeki imzanın sanık ...’e ait olmadığı; katılanın duruşmadaki ifadesinde, ilişkisinin sanık ... ile değil diğer sanık ... ile olduğunu, sanık ...’nin yaptıkları iş nedeniyle kendisine davaya konu senetle bir takım çekler verdiğini, sanık ...’nin ciro ettiğini, sanık ...’den sanık ...’in telefonunu aldığını, sekreteri vasıtasıyla ... olduğunu söyleyen kişi ile görüştüğünü, teyidi aldıktan sonra senet ve çekleri kabul ettiğini belirttiği katılanın eski çalışanı tanık Recep’in ifadesinde, sanık ... ile katılan arasında ticari ilişki olduğunu, sanık ...’nin katılandan araba ve borç para aldığını söylediği; tanık Mikail ifadesinde, katılan ile sanık ...’nin arkadaşları olduğunu, sanık ...’nin katılana 5-6 tane senet ve çeki ciro etmek suretiyle önünde verdiğini, sanık ...’nin söz konusu senetleri araç almak için verdiğini ancak araçların satışı olmayınca aralarının bozulduğunu beyan ettiği; sanık ...’nin, katılan ile tanıştıktan sonra katılanın kendisine çek borcunu ödeyebilmesi için 14 bin TL para verdiğini, bu borcuna karşılık katılana bir tapu verip alış veriş harici katılanın 6 adet aracı sattığını, satılan araçların hepsinin hacizli olduğunu, daha sonra katılan ile aralarında ihtilaf çıkması üzerine aralarının bozulduğunu savunduğu; sanık ...’in de savunmasında, diğer sanık ... yüzünden birçok kez para kaybı yaşadığını, katılanı tanımadığını söylemesi karşısında; sanık ... yönünden suçun sübut bulduğuna dair delillerin neler olduğu gösterilip tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle sanık ... hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,
3- Adli emanetin 2010/5163 sırasında kayıtlı suça konu senetlerin akıbeti hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
4- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.