5. Hukuk Dairesi 2017/8829 E. , 2017/9020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekili ile bir kısım davalılar yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekili ve davalılar ..., ... ve ... tarafında temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki ... ilçesi ... ... mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olduğu gibi, taşınmaz üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Davalı ..."ın yargılama devam ederken öldüğü analşıldığından Kamulaştırma Kanununun 14/5 maddesine göre adı geçen davalının veraset ilamı için davacı idareye süre verilerek, mirasçıların davaya dahil ettirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2-Alınan rapor zemin değeri açısından hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Dava konusu taşınmaza somut emsal olarak alınan taşınmazın alıcı ve satıcısı dikkate alındığında özel satış izlenimi vermektedir. Kamulaştırma Yasasının 11/-g maddesi uyarınca özel amaçlı satışlar emsal alınamayacağından bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli görülmemiştir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Kamulaştırmadan arta kalan bölümün kmaulaştırma işlemi sonrasında yapılaşmaya uygun olup olmadığı,uygunsa el atmadan arta kalan bu kısmının miktarı ve geometrik şekli nedeniyle taşınmazın imar planındaki durumuna göre İnşaat yapımı hususunda herhangi bir kısıtlama olup olmayacağı hususlarının ilgili Belediye Başkanlığı Şehircilik ve İmar Müdürlüğünden sorulup kısıtlama olduğunun tespiti halinde bu kısımda değer azalışı olacağı gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
4-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 04/07/2015 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekili ve davalılar ..., ... ve ..."ın temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.