10. Hukuk Dairesi 2015/16638 E. , 2015/18480 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, fiili birlikteliğe dayalı yersiz ödenen aylıkların tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda ,davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı ve davalılardan ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu.
Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı Kurum tarafından, icra takibine konu yersiz ödenen aylıkların 01.10.2008-01.06.2010 tarihleri arasındaki dönemi kapsadığının belirtildiği, ancak evraklar incelendiğinde Kurum tarafından davalıya 01.10.2009 tarihinde aylık bağlanmış olduğu, mahkemece 01.10.2008-01.10.2009 tarihli yapılan ödemelerin yasal dayanağı Kurumdan sorularak takip konusu miktar netleştirilerek karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen hak sahibi kız çocuğu konumundaki davalıya yersiz ödenen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihi itibarıyla yürürlükte olan 67. maddesinin 2. fıkrasında, borçlunun itirazının
haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür.
İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, yersiz ödenen aylıklar toplamı olan asıl alacağın, icra takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz eden borçlunun, alacaklı Kurum yararına hüküm altına alınan asıl alacak tutarının %40’ı oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ..."na iadesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.