3. Hukuk Dairesi 2020/3385 E. , 2020/7319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Yüksekova Devlet Hastanesinin 2012 yılı döner sermaye ek ödemelerinin incelenmesi neticesinde yanlış hesaplama nedeniyle davalıya yersiz 15.300,44 TL ödendiğinin belirlendiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, yersiz ödemenin yapıldığı tarihten işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı; fazla ödendiği iddia olunan ek ödeme miktarının 2012 yılında izinli veya raporlu olduğu dönemlere ait olduğu iddiasıyla istendiğini, fazla ödeme yapıldığı iddia edilen aylarda çalıştığını, yapılan ödemenin mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, davalı taraf temyizi üzerine Dairece verilen 16.05.2018 tarihli ve 2016/18500 E. 2018/5342 K. sayılı kararla; fazla ödemenin hangi sebebe dayandığı hususu davacıya açıklattırılmadan, denetime elverişsiz ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğu gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile 2.599,10 TL"nin ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Davalı tarafın temyiz istemi yönünden;
5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK"nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2020 tarihinden itibaren 3.920 TL"ye çıkarılmıştır.
Karar, verildiği tarih itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 tarihli ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Bu itibarla, davalı tarafın temyiz isteminin miktar itibari ile reddi gerekir.
2- Davacı tarafın temyiz isteminin incelenmesinde;
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan
bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.
Somut olayda, alınan 17.04.2019 tarihli kök raporda; ödemelerin yapıldığı tarihte yürürlükte olan yönetmelik gereği davalının hastane ortalaması üzerinden ödeme alması gereken personel olduğu, bu sebeple davalıya 2012 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında fazla ödeme yapılmadığının tespit edildiği, Mayıs ve Haziran ayları için ise banka hesap hareketleri incelendikten sonra beyanda bulunulması gerektiği, 02.09.2019 tarihli ek raporda ise; davalıya ait olduğu ve maaş ödemesi yapıldığı belirtilen Ziraat Bankası hesap dökümlerini incelediği ve davalıya Mayıs 2012 döner sermaye ek ödemesi başlıklı olarak 1.334,20 TL, Haziran 2012 döner sermaye ek ödemesi başlıklı olarak 1.264,90 TL toplam 2.599,10 TL yersiz ödeme yapıldığının belirlendiği bildirilmiştir. Söz konusu raporlar incelendiğinde; bazı aylara ilişkin yapılan değerlendirmede hangi yönetmeliğin uygulandığına ilişkin yeterli açıklama yapılmadığı gibi fazla ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun tespitinde hesaplama yapılmadan doğrudan davacı kurum rakamlarının dikkate alındığı, bazı aylara ilişkin yapılan değerlendirmede ise, davacının iddia ettiği şekilde ödemelerin yapıldığı yılda geçerli olan 2006 tarihli yönetmelikte 9. maddenin farklı bir konuya ilişkin düzenleme yaptığı, dolayısıyla da 2012 yılı yönetmeliğinin uygulanması gerektiği, davalı için yapılacak döner sermaye ek ödemesinin ise hastane ortalaması üzerinden yapılması gerektiği belirtilerek, varsayıma dayalı olarak davalının fazla ödeme almadığı tespit edilmiştir.
Buna göre mahkemece; alanında uzman yeni bir bilirkişiden, ödeme gerçekleştirilen ocak 2012 ve şubat 2012 dönemi için o dönem yürürlükte olan 20.05.2006 tarihli “Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum Ve Kuruluşlarında Görevlı Personele döner Sermaye Gelirlerınden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda, 2012 mart ve sonrası dönem alacakları için ise 17.08.2012 tarihli ve 28387 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan ve 19.03.2012 tarihinden itibaren geçerli olacağı belirtilen “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Taşra Teşkilatında Görevli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik” hükümleri dikkate alınarak, öncelikle davalının ilgili yönetmelik hükümlerine göre döner sermaye kurulu tarafından hastane ortalaması üzerinden ödeme yapılacak personel kapsamına girip girmediğine yönelik karar alınıp alınmadığı tespitinin yapılması, bu belirleme yapıldıktan sonra ise ilgili yönetmelikte belirtilen hesaplama yöntemi uygulanarak davalıya fazla ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun tespit edilmesi için rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hükmüne uyulan bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmeden, varsayıma dayalı olarak hazırlanmış olan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz isteminin miktar itibariyle REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.