6. Ceza Dairesi 2018/322 E. , 2018/952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLÜ : ...
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Önceki 13 yıl 9 ay 1 günlük hapis cezasının uyarlanarak 5237 sayılı Yasanın 149/1a,62, 53.maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile mahkumiyetine
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 18.03.2008 günlü 2008/9-7-56 ve 13.05.2008 günlü 2008/10-101-113 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, hükmün kesinleşmesi ile zorunlu veya ihtiyari vekalet ilişkisi sona ermiş sayılacağından, kesinleşme sürecinden sonraki işlemler için, yeniden bir vekalet sözleşmesinin kurulması gerekmektedir. Bu, şekle bağlı olarak açıkça yapılabileceği gibi, müvekkilin vereceği sözlü bir talimatla veya vekilin, lehine işe girmesine müvekkilinin izin vermesi ya da ses çıkarmaması şeklinde de ihdas edilebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.05.2000 gün ve 1999/141 esas, 2000/160 karar sayılı hükmü ile, sanık ... hakkında, 765 sayılı TCK’nın 497/1, 522, 59, 81/1-3, 31, 33 ve 40. maddeleri uyarınca, 13 yıl 9 ay 1 gün ağır hapis cezasına hükmolunduğu, sanık savunmanı Av. .... tarafından açılan temyiz davası üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 30.10.2000 gün ve 2000/7429 esas, 2000/7215 karar sayılı ilamıyla anılan hükmün kesinleştiği;
Hüküm kesinleştikten sonra 5237 sayılı Yasanın TCK’nın yürürlüğe girmesi nedeniyle, mahkemece uyarlama yargılaması yapılmasına karar verilip dosyanın yeniden ele alındığı; 29.12.2005 tarihli ek karar ile, yeni yasanın lehe olduğu değerlendirilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 149/1-a,62,53. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezasına hükmedildiği, anılan kararın sanığın kendisine tebliğ edilmeyip, hükmün kesinleşmesinden önceki savunmanı olan Av. İsmet Uslu’ya 08.02.2006 tarihinde tebliğ edildiği, ancak adı geçen avukatın herhangi bir yasa yolu başvurusunda bulunmadığı;
Uyarlama yargılaması ile ilgili olarak, hükümlü ... ile Av. ... arasında bir sözleşme yapıldığı hususunda dosyada herhangi bir bilgi bulunmadığı gibi, hükümlünün bu yönde yeni bir talimat verip vermediğinin de belli olmadığı, dolayısıyla bu durumda, avukatlık sözleşmesinin sona erdiğinin ve herhangi bir şekilde yenilenmediğinin kabulünün gerekeceği, sırf kesinleşen davada hükümlünün savunmanlığını yaptığı gerekçesiyle Av. İsmet Uslu’ya yapılmış olan tebligatın geçersiz sayılması gerektiği anlaşıldığından;
Hükümlü ...’in, öğrenme üzerine verdiği 23.01.2015 tarihli dilekçenin temyiz dilekçesi niteliğinde olduğu kabul edilmekle, 29.12.2005 tarihinde verilen uyarlama kararına yönelik yapılan incelemede;
1- 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, temel cezanın ne şekilde saptanacağının belirlenmesi, bireyselleştirme amacına yönelik takdir hakkının kullanılması ve önceki yasaya göre suçların yasal öğelerinde yapılan değişikliklerin tartışılması için duruşma açılmasının zorunlu bulunduğu gözetilmeden dosya üzerinde hüküm kurulması,
2- Uygulamaya göre; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle, anılan değişikliğin karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ...’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 11.05.2000 tarihli kesinleşmiş ilk hükümdeki ceza sürelerini aşmamak koşuluyla infaz aşamasında verilen uyarlama kararının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 13/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.