Esas No: 2019/5148
Karar No: 2021/2270
Karar Tarihi: 18.05.2021
Danıştay 7. Daire 2019/5148 Esas 2021/2270 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5148
Karar No : 2021/2270
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı (... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Asıl borçlu şirket ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi tarafından banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamelerinin süresi geçtiği halde verilmemesi nedeniyle re'sen tarh edilen 2005 yılının Ocak dönemi banka ve sigorta muameleleri vergisi ve kesilen bir kat vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezaları ile gecikme faizinin tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla, alacağın tahsili için haciz varakası düzenlenmesinin ve malvarlığı araştırması yapılmasının, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 103. maddesinde belirtilen tahsil zamanaşımını kesen sebepler içerisinde yer almadığı, banka ve sigorta muameleleri vergisi ve ferilerinin 31/12/2014 tarihinde, özel usulsüzlük cezasına ilişkin alacağın 31/12/2016 tarihinde zamanaşımına uğradığı, bu itibarla, kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, davaya konu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli uyarınca, davacının şirkete ait vergi borcunun doğumu anında değil, amme alacağının borçlu şirketten tahsil imkanı bulunmadığının tespiti anında ortak sıfatını taşıması gerektiği, limited şirket ortaklarının 06/06/2008 tarihinden önceki dönemlere ait vergi borçları bakımından, hisselerin devri halinde sorumluluklarının sona ereceği, 04/06/2008 tarih ve 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 3. maddesiyle 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesine eklenen ikinci fıkrayla; ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacakları kuralının getirildiği, anılan 5766 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi ile de; bu Kanun'la 6183 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikler ve eklenen hükümlerin Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanacağının öngörüldüğü, söz konusu geçici maddenin ise 15/10/2011 tarih ve 28085 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 28/04/2011 tarih ve E:2009/39, K:2011/68 sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildiği, belirtilen hükümler uyarınca, 16/02/2005 tarihinde yapılan hisse devri ile şirket ortaklığı sona eren davacının ödeme emri içeriği kamu alacağından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Limited şirketteki payı devreden ve devralan şahısların, devir öncesine ait borçtan müteselsilen sorumlu olacakları, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlardaki pay sahiplerinin farklı kişiler olmaları halinde de müteselsil sorumluluk söz konusu olacağından, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. ...Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 18/05/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.