17. Hukuk Dairesi 2014/11623 E. , 2014/10115 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2010/303-2014/68
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın davalının kusurlu olarak neden olduğu kaza sonucu hasarlandığını, sigortalıya 9.000,00.-TL ödendiğini, ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Bekir ve E.. Ö.., kazanın oluşmasında müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün %10 oranında kusurlu olduğunu kabul ederek davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 900,00.-TL asıl alacak, 11,00.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 911,00.-TL alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağın %40"ı 360,00.-TL icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı Bekir ve E.. Ö.. vekilinin temyiz itirazı yönünden;
07.10.2004 tarih, 25606 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun ile HUMK’ye eklenen ek madde 4 ile aynı yasanın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00.-TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazı yönünden;
a-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
b-Dava, 6762 sayılı TTK"nun 1301. maddesinden (6102 sayılı TTK m. 1472) kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili meydana gelen trafik kazasında kasko sigortalı aracın hasara uğraması nedeniyle ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili talebiyle kazaya karışan karşı aracın işleteni ve sürücüsüne karşı dava açmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsü kusursuz, kazaya karışan araçlardan davanın yöneltildiği davalı sürücü E.. Ö.. %10, kazaya karışan araçlardan dava dışı kimliği belirlenemeyen sürücü ise %90 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, sözkonusu kusur oranına karşı yapılan temyiz itirazları yukarıda reddedilerek kesinleşmiştir.
BK"nın 50, 51. maddesi ve müteselsil sorumluluk esaslarına göre, kusurlu oldukları belirlenen zarar sorumluları zararın tamamından sorumlu olması gerekir. Diğer yandan, davalı işletenin, 2918 sayılı KTK.nun 86. maddesi, dava dışı zorunlu mali sorumluluk sigortası aynı yasanın 91. maddesi, davalı sürücüsü BK"nın 41 ve devamı maddeleri uyarınca zarardan müteselsilen sorumludurlar.
Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, BK"nın 141. 142. maddesine göre, borcun tamamından sorumludur. Nitekim, 2918 sayılı KTK"nın 88/1 maddesinde trafik olayı nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. BK"nın 146. maddesi uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur.
Açıklanan ilkeler altında somut olaya baktığımızda davacı vekili davasını teselsül hükümlerine göre açmış, zararın tamamının tahsilini kazaya karışmış olan araçlardan birinin işleteni ve sürücüsü olan davalılardan talep etmiş olup BK"nın 142. maddesine göre zararın tamamının müteselsil borçlulardan birinden tahsilinin talebi mümkün olduğu dikkate alınarak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen hasar miktarına hükmedilmesi gerekirken davalının kusuru oranında yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de, dava konusu tazminat miktarı likit (belirli, muayyen) olmayıp hükmedilecek tazminat miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru değil ise de davalıların temyiz itirazları yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddedildiğinden bozma nedeni sayılmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Bekir ve E.. Ö.. vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, (2-a) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalılara geri verilmesine 26.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.