10. Hukuk Dairesi 2015/17886 E. , 2015/18433 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Bakırköy 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 25.06.2015
No : 2014/20-2015/222
Ödeme emirlerinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın reddine ilişkin verilen kararın yasal süresi içinde temyizen incelenmesini davacının avukatının istemesi ve duruşma talep etmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılıp, duruşma için 03.11.2015 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderildi. Duruşma günü davacı adına Av. O.. Ş.. ile davalı K.. adına Av. G.. B.. geldiler. Diğer davalı adına gelen olmadı. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenip duruşmaya son verilerek aynı günde, Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve özellikle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK.) 297. maddesinin b bendinde tanımlanan unsurları taşıması ve “tarafların ve davaya katılanların kimliklerini... ” kapsaması yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınması gerekmekte olup, karar başlığına ihbar edilen olarak yazılması gereken T.. G.. T. Y.. H.. O. İ.. S.. T.. L.. Ş.."nin davalı olarak yazılmasına ilişkin yanlışlığın; HMK"nın 304. maddesi uyarınca mahallinde herzaman düzeltilmesi mümkün olmasına göre bozma nedeni yapılmayarak, sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-) 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 12. maddesinde, "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur." hükümleri düzenlenmiştir.
Bu çerçevede, asıl işveren, alt işveren ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
./..
İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise; asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
5510 sayılı Kanun sosyal güvenlik hakları bakımından işçileri korumayı amaçlamaktadır. Alt işveren, asıl işverenin işyerinde alt işveren olarak faaliyet gösterirken kendi çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerini de ücretleri gibi ödemek zorundadır. Bu yükümlülüğünü yerine getirmezse, yani sigorta primlerini ödemez veya eksik öderse, asıl işveren alt işveren işçilerinin ödenmeyen veya eksik ödenen sigorta primlerini ödemek zorunda kalacaktır. Çünkü ödenmeyen primler Sosyal Güvenlik Kurumu için gelir kaybı olmanın ötesinde, sigortalıların gelecekteki emeklilik haklarını, en temel sosyal güvenlik haklarını ellerinden almaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, yukarıda açıklanan yasal çerçevede oluşan davacı ile dava ihbar edilen Tezel Grup Tesis Yön. Hizm. Oto İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisinin 01.03.2011 – 01.03.2012 tarihleri arasında mevcut olduğu belirgin olup, bu dönemde alt işverenin ödenmediği prim ve ferileri borçlarından asıl işveren olarak davacının sorumlu olduğunun kabul edilmesi isabetli ise de; davaya konu iptali istenen ödeme emirlerinde yer verilmesine karşın; asıl işveren – alt işveren ilişkisinin olup olmadığı veya borcun kaynağının açıklığa kavuşturulmadığı 2011 yılı Ocak ayı prim ve işsizlik sigortası prim borçlarından davacının sorumlu tutulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılması gereken, davaya konu ödeme emirlerindeki 2011 yılı Ocak ayı borçlarının kaynağı ve gerektiğinde bu döneme ilişkin asıl işveren – alt işveren ilişkisinin olup olmadığı açıklığa kavuşturularak yapılan açıklamalar çerçevesinde varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalı K..."a yükletilmesine, 03.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.