14. Hukuk Dairesi 2018/1075 E. , 2021/3396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.12.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tazminat talebi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.06.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili; ... Kasabasında bulunan 1538, 1539, 1540, 1541, 1542, 1543, 1544 ve 1685 parsel sayılı taşınmazların, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden iken, davalı ... tarafından arsa niteliği ile Belediye adına sicil kayıtlarının oluşturulduğunu, oysa; 3134 sayılı Yasa"nın 11. maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilmeleri gerekirken, yasaya aykırı işlem yapıldığını; 1544 sayılı parselin de daha sonra davalı ... İşletme Genel Müdürlüğü"ne satılıp, sonrasında da tashihen devir ile davalı ... ... A.Ş." ye devredildiğini; 1685 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı ..."a ait trafo binası bulunduğunu ileri sürerek; tapu iptali ve tescil ile tazminat ve de elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleriyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, "davanın kısmen kabul kısmen reddine; davacının tapu iptal ve tescil davasının kabulü ile, ... ili ... ilçesi ... Köyünde bulunan 1538, 1539, 1540, 1541, 1542, 1543 ve 1685 parsel sayılı taşınmazların ... Belediyesi adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline; ... ili ... ilçesi ... Köyünde bulunan 1544 parselin Türk ... Anonim Şirketi adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline; davacının davalı ... A.Ş aleyhine açmış olduğu davanın pasif husumet yokluğundan reddine; davacının davalı ... A.Ş aleyhine açmış olduğu meni müdahale ve kal davasını atiye bırakması nedeniyle bu talebine ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına; davacının davalı ... ... A.Ş aleyhine usulüne uygun açılmış bir meni müdahale ve kal davası olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına..." dair verilen ilk kararın davacı Hazine vekili, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, davalı ... ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 11.07.2014 tarih, 2013/13669E.-2014/9749K. sayılı ilamı ile " ... Davacı Hazine’nin sair temyiz itirazlarının reddi ile mahkemece çekişmeli taşınmazların Belediye adına idari yoldan tescili öncesi nitelikleri kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmediği, 1544 sayılı parselle ilgili tazminat talebi yönünden hem davanın tefrikine karar verilip, hem de görevsizlik yönünde çelişkili hüküm kurulmuş olması, kabule göre; dava konusu taşınmazların yenileme suretiyle sicil kayıtları kapatılarak yeni ada-parseller oluşturulduğu gözetilmeksizin, sicil kaydı açık parseller yerine, üzerinde işlem yapma olanağı kalmayan parseller üzerinden hüküm kurulmuş olması..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabul kısmen reddine,
... ilçesi ... 1538, 1539, 1540, 1541, 1542, 1543 ve 1544 parseller hakkındaki davaların reddine, ... ilçesi .../ Karahasan 1685 (113 ada 1) parsel hakkındaki davanın kabulü ile tapu kaydının iptaline ve Hazine adına tesciline, yargılama giderlerinin davalı ... ve davalı ... A.Ş.’den tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı ... A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılama, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği gibi usuli kazanılmış hak mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri yararına, diğerinin ise aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hak olarak tanımlanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş olmamakla birlikte uygulama ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarıyla (04.02.1959 günlü ve 13/5 sayılı İ.B.K., 09.05.1960 günlü ve 21/9 sayılı İ.B.K) yargılama hukukundaki yerini almıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece 26.01.2012 tarihli kararı ile "davalı ... aleyhine açılan men’i müdahale ve kal davasının atiye bırakılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurulmuş, davacı vekili ... aleyhine kurulan hükmü sadece vekalet ücreti yönünden temyiz etmiş, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 11.07.2014 tarihli, 2013/13669 Esas ve 2014/9749 Karar sayılı ilamında davacı Hazine vekilinin bu temyizine yönelik itirazlarının reddine karar verildiği halde, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu bozma ilamının dışına çıkılarak, davalı ... aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen hüküm ile davalı ... lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sadece aleyhine hüküm kurulan davalı Belediyeden tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; bu hususlar hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı ... A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasından;
1) İkinci bendinden " ...davalı ... A.Ş...." ibaresinin çıkarılmasına,
2) Üçüncü bendinden "... davalı ... A.Ş...."ibaresinin çıkarılmasına,
3)Dördüncü bendinden "...davalı ... A.Ş..."ibaresinin çıkarılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi