10. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/613 Karar No: 2020/6 Karar Tarihi: 13.01.2020
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/613 Esas 2020/6 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, sigortalılığının geçersizliği nedeniyle yaşlılık aylığının kesilmesine dair Kurum işleminin iptali için dava açmıştır. Mahkeme, davayı reddetmiştir. Davacının temyiz itirazları üzerine yapılan incelemede, mahkemenin kararının eksik araştırmaya dayalı olduğu belirlenmiştir. Mahkemenin araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Kanun maddeleri: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86. maddesi.
10. Hukuk Dairesi 2017/613 E. , 2020/6 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile bir kısım sigortalılığının geçersizliği sonucunda sigortalı sayılmayan ve bu nedenle yaşlılık aylığı şartlarını kaybettiğinden bahisle aylığın kesilmesine dair Kurum işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki davada, 5083 gün üzerinden 506 sayılı Yasa gereğince yaşlılık aylığı alan davacı hakkında 2011 yılında yapılan denetim ile ..."e Beyazıt Mahallesi 1533 ada, 6 parsel Akyurt /Ankara adresindeki özel bina inşaatı işi işyerine ilişkin yapılan denetimde işyerinde çalışmanın olmadığı, arsa sahiplerin arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle inşaata hiç başlanılmadığı saptandığından düzenlenen rapora istinaden, davacının ..."e ait işyerindeki 32 günlük çalışmasının iptali nedeniyle yaşlılık aylığının iptal edildiği ve yapılan ödemelerin geri istendiği anlaşılmaktadır. Davaya konu uyuşmazlığın anılan dönemlerde davacı adına yapılan sigortalı bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olup olmadığı hususunda toplandığı, buna göre davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. maddesi olduğu anlaşılmaktadır. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, eldeki gibi sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi,temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Eldeki davada ise, Mahkemece, davacının Kurumca iptal edilen bildirimlerinin fiili çalışmaya dayalı olmadığı kabul edilerek karar verilmiş ise de, verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı bekçi olarak çalıştığını iddia ettiğine göre arsa sahipleri ile ... arasında yapılan düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi (10.10.2007 tarihli) ile sözleşmenin fesh tarihi olan 23.06.2010 tarihi gözetilip ve talep dönemi de dikkate alınarak iptale konu sürede bekçiliği gerektiren malzeme, tesis vs inşaat malzemelerinin mevcut olup olmadığı resmi makamlar nezdinde de araştırılıp ayrıca komşu işyeri işverenleri ve bordroda kayıtlı tanıkları belirlenip dinlenerek sonucuna göre çalışmanın fiili olup olmadığı hususunda tüm deliller toplandıktan sonra bir karar verilmelidir. Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 13/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.