23. Hukuk Dairesi 2016/4514 E. , 2019/4329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı yüklenici şirket ile diğer davalı arsa sahipleri arasında 05.09.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye konu taşınmazdan B-2 numaralı bağımsız bölümü 28.06.2007 tarihinde 120.000,00 TL bedel karşılığında davalı yükleniciden satın aldığını, müvekkilinin bedeli peşin ödemesine rağmen davalıların tapuyu devretmediğini ileri sürerek davalı arsa sahipleri adına olan B-2 no.lu bağımsız bölüm tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı arsa sahipleri vekili, davalı yüklenici şirketin sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... İnş. Tur. Müh. Orm. Ürn. Tic. Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/205 E. 2013/424 K. sayılı kararı ile davalı arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiği, kararın kesinleştiği, davacının davasının sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve harici satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Kanun"un 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 Sayılı Mülga Borçlar Kanunu"nun 355 vd. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanunu"nda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 Sayılı Yasa"da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 Sayılı Kanun"da kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir.
Somut olayda davacı, davalı yüklenici şirketten bağımsız bölüm satın alan kişi olup davalı yüklenici şirket ile aralarındaki satış sözleşmesine dayanmış ise de, eldeki uyuşmazlığın çözümünde davalı yüklenicinin, diğer davalı arsa sahipleri ile düzenlemiş olduğu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini yerine getirip getirmediği tartışılacaktır. Bu durumda eldeki davada uyuşmazlığın 6502 Sayılı Kanun"a göre Tüketici Mahkemelerinde değil genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gözetilerek, HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.