8. Hukuk Dairesi 2016/21559 E. , 2017/5096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu belediye vekili, müvekili aleyhine başlatılan takipte ... Defterdarlığı uhdesinde bulunan alacakları ile ... Halk Bankası şubesindeki hesapları üzerine haciz konulduğunu, haczin Belediye Yasası"nın 15/son maddesine ve 6552 sayılı yasa ile eklenen 5393 sayılı Yasa"nın 15/son fıkrasına aykırı olduğunu belirterek hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece bilirkişi raporunda ... Defterdarlığı Muhasebe müdürlüğü nezdindeki hesabın karma hesap olmadığı gerekçesiyle haczin kaldırılmasına , ... Bankası şubesindeki hesapların ise karma hesap olduğundan bu hesaptaki haczin kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu tarafından ... Halk Bankası şubesindeki hesaplara yönelik reddedilen haczedilmezlik şikayeti yönünden temyiz edilmiştir.
5393 Sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Ayrıca, 5779 Sayıl İl Özel İdarelerine Ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7.maddesinde; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir.
İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olanın alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir.
Ayrıca, bir üst norm olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasa"nın 90/4. maddesi ile de; usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklerin düzenlendiği milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve uyuşmazlıklarda gözetilmesi gerektiği kuralına yer verilmiştir.
Buna göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Nolu Protokol’ün 1. maddesinde; “…Her gerçek ve tüzel kişi, maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahiptir. Kamu yararı gerektirmedikçe ve Uluslararası Hukukun genel ilkeleri ile hukukun aradığı koşullara uyulmadıkça, bir kimse mülkiyetinden yoksun bırakılamaz…” denilmektedir.
Ek protokol’ün mülkiyet hakkı ile ilgili 1. maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisince onanmış ve onaylayan yasada; “…Her hakiki veya hükmü şahıs malların masuniyetine (dokunulmazlığına) riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak amme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve devletler hukukunun umumi prensipleri dahilinde mülkiyetinden mahrum edilebilir…” ilkelerine yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 16 Ocak 2007 tarih 31277/03 sayılı, Kuzu - Türkiye Davası hakkındaki kararında davacının lehine alınan yargı kararının altı yıldır uygulanmamasını, bir diğer anlatımla ilama konu borcun borçlu belediyece ödenmemesi nedeniyle,...y 1. maddelerinin ihlal edildiği sonucuna vararak tazminata hükmetmiştir.Yine 17 Ocak 2006 tarih 13062/03 sayılı, Kranta - Türkiye Davası ve 18 EKİM 2005
tarih, 74405/01 sayılı Tütüncü Ve Diğerleri - Türkiye Davası hakkındaki kararında da aynı sonuca varmıştır.
Bütün bu açıklamalar ışığında, 5393 Sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinin dar yorumlanması gerektiği sonucuna varılmalıdır. Madde de açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. Bu
konuda ispat yükü ise borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediye ispatlamalıdır. Aksi halde şikayetin reddi gerekecektir.
Haczedilmezlik şikayetine konu edilenin banka hesabı olması durumunda ise hesaptaki paraların niteliği belirlenmelidir. Tamamının haczi kabil olmayan paralardan oluşması halinde haczinin kabil olmayacağı tartışmasızdır. Ancak hesapta haczi kabil paraların da bulunması, bir diğer ifade ile haczi mümkün olmayan paralarla haczi kabil paraların aynı hesaba yatırılarak karıştırılması durumunda, havuz hesabı söz konusu olacaktır. Hesabın sürekli işlem görüyor olması ve sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında kalan bakiyenin vergi, resim ve harç gelirinden mi yoksa haczi kabil paralardan mı oluştuğunun belirlenmesine imkan yoktur. Bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırdığı sonucuna varılmalıdır. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Böyle bir davranış ....’nin 6 § 1. ve Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddelerinin ihlali sonucu doğuracağı gibi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de bulunmakla, hukukça korunamayacağı muhakkaktır.Buna göre borçlu belediyenin, hesaptaki paraların haczedilmezliğini ispatlayamadığının kabulü gerekecektir.
Öte yandan borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir.
Somut olayda; hükme dayanak alınan 06.06.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda ..... Bankası ... şubesindeki 20 adet vadesiz hesap üzerinde inceleme yapıldığı belirtilmiş olmasına rağmen örnekleme suretiyle sadece bir hesap için hesaba yatırılan paralarla ilgili açıklama yapıldığı , hesap ekstrelerinin de dosya arasında bulunmadığı görülmektedir.
Mahkemece ... ...yı şubesine gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine hangi hesaba haciz konulduğu da belirlenerek , haciz konulan bu hesapların tek tek hesap numaraları da belirtilerek her birinin içeriğini gösteren ekstreler de istenilmek suretiyle ,bu ekstrelerde Yargıtay denetimine de açık şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca gidilmesi gerekirken ,eksik inceleme ve denetime açık olmayan bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi doğru değildir.
Öte yandan borçlunun haczin 6552 sayılı yasa ile eklenen 5393 sayılı Yasa"nın 15/son fıkrasına aykırı olduğu yönündeki şikayeti incelenmemiş olup bu şikayet hakkında olumlu yada olumsuz karar verilmemesi de isabetsizdir
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.