10. Hukuk Dairesi 2015/18952 E. , 2015/18396 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 01.04.1953 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Sigortalılık başlangıcına dair talebin yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi karşısında, 506 sayılı Kanunun 79/10 ve 108. maddeleridir. Dava konusu somut olayda; davacı, davalı işyerinde 01.04.1953 tarihinde bir gün sigortalı olarak çalışmasının ve bu tarihin sigorta başlangıcı olduğunun tespitini istemiş, Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Olağan olarak sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanunun 2’nci maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6’ncı maddesi gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. Sigortalılığın zorunlu, kişiye bağlı, devredilemez niteliği gereğince bu tür davalar kamu düzenine ilişkin olup, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Yöntemince düzenlenip yasal süresinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alındığını gösteren yazılı kanıt niteliğinde ise de, eylemli çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından kuşkusuz tek başına yeterli kabul edilemez. 506 sayılı Kanunun 2, 6 ve 108’inci maddelerindeki düzenlemelerde de belirtildiği gibi, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur ve fiili çalışma saptanmadıkça, sadece hizmet akdine dayanılması halinde dahi sigortalılık söz konusu olamayacağı gibi, bu kapsamda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalıdır. Sigortalı statüsünde bulunmayan, sigortalı niteliği taşımayan bir kimsenin sigortalılık süresinden söz etme olanağı bulunmamaktadır. Olağan olarak sigortalılık niteliği, taraflar arasında hizmet akdi (iş sözleşmesi) ilişkisinin kurulması ve çalışmaya/çalıştırılmaya başlanması ile kazanılmakta olup, yazılı olarak düzenlenen veya sözlü olarak benimsenen hizmet akdi ile birlikte, sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli (fiili = gerçek) çalışma olgusunun varlığının da kanıtlanması gerekmektedir. Kuruma verilen ve çalışmayı (hizmeti) ortaya koyabilecek belgeler; gerek 506 sayılı Kanunda, gerek 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda, gerekse anılan Kanunlara dayanılarak hazırlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği (SSİY)"nde açıklanmıştır. Bunlar arasında; çalışmaya başlayan ve/veya çalışması sona eren sigortalıların durumlarının işveren/işveren vekili tarafından Kuruma bildirilmesi amacıyla kullanılan “Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi” (506/9. madde, 5510/8. madde, SSİY"nin ilgili maddeleri) ile “Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi” (5510/9. madde, SSİY"nin ilgili maddeleri), çalışmaya başlayan sigortalıların kendilerini bildirmeleri amacıyla kullanılan “Sigortalı Bildirim Belgesi” (5510/8. madde, SSİY"nin ilgili maddeleri), çalıştırılan sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalıların kimlik bilgilerini, hesaplanacak prime esas kazançlarını, prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını gösteren, 01.05.2004 tarihine kadarki dönem yönünden “Aylık Sigorta Primleri Bildirgesi” ve “Dönemsel Sigorta Primleri Bordrosu” (506/79. madde, SSİY"nin ilgili maddeleri), 01.05.2004 gününden itibaren ise “Aylık Prim Ve Hizmet Belgesi” (506/79. madde, 5510/86. madde, SSİY"nin ilgili maddeleri) yer almaktadır.
Konuya ilişkin Sosyal Sigorta Mevzuatı irdelendiğinde; ilk yaşlılık sigortası müessesini kuran 02.06.1949 tarihli ve 01.04.1950 yürürlük tarihli 5417 sayılı Kanunun geçici maddesi; “Bu kanunun primlerle ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihte 35 yaşını geçmiş bulunanlardan 60 yaşını doldurduktan sonra 5. maddesindeki şartları yerine getirmeyenler de aşağıdaki şartlar dâhilinde bu kanun hükümlerinden faydalandırılırlar. a)İhtiyarlık sigortası Kanununun primle ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önceki 5 yıl içinde en az 1000 gün ve münavebeli işlerde çalışanların da 800 gün İş Kanununa tabi iş yerlerinde çalıştığını ispat etmek;...(a) bendinde yazılı eski hizmet süreleri, sigortalıların son beş yıl içinde çalıştıkları iş yerlerinden alacakları kanıtlı belgeleri, primlerle ilgili hükümlerin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde İşçi Sigortaları Kurumuna tevdi edilmek suretiyle belgelenir.” hükmünü, 01.06.1957 yürürlük tarihli 6900 sayılı Yasanın muvakkat 1. maddesi; “1 Nisan 1950 tarihinde 35 yaşını geçmiş olanlardan 60 yaşını doldurup 12 nci maddede yazılı şartları getiremediğinden aylık bağlanmasına hak kazanamayan ve: a) 1 Nisan 1950 tarihinden önceki 5 yıl içinde en az 1000 gün veya çalışma vekaletince tespit olunan münavebeli işlerde çalışanların da 750 gün İş Kanununa tabi iş yerlerinde çalıştıklarını ispat eden,... (a) Bendinde yazılı eski hizmet süreleri, sigortalıların, 1.4.1950 tarihinden önceki beş yıl içinde çalıştıkları iş yerlerinden alacakları belgeleri İşçi Sigortaları Kurumuna tevdi etmeleri suretiyle tevsik olunur.” hükmünü, 506 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, yürürlükten kaldırılmış 4772, 5417, 5502 ve 6900 sayılı Kanunlar ile eklerine ve değişikliklerine göre hak kazanılmış bulunan her türlü yardım, tahsis ve ödemeler, bunların dayandığı kanun hükümleri gereğince kurumca sağlanır ve iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık, analık, malûliyet, ihtiyarlık ve ölüm sigortalarından hak kazanılmış olan gelir ve aylıkların ödenmesine, yardımların yapılmasına ve ödeneklerin verilmesine bu kanunda yazılı hüküm ve esaslara göre devam olunur. Ancak, malûliyet, ihtiyarlık ve ölüm sigortalarından bağlanmış bulunan veya bağlanılmasına hak kazanılmış olan gelir ve aylıkların alt sınırı hakkında bu kanun hükümleri uygulanır.” hükmünü, geçici 9. maddesi “Yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunların geçici 1 inci maddelerine göre, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Kuruma eski hizmet çalışma belgesi vermiş bulunanların sözü edilen maddelerde belirtilen hakları saklıdır.” hükmünü, geçici 12. maddesi ise “Sigortalılar namına, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara göre ödenen primler ile bunların prim ödeme gün sayıları, bu kanuna göre ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ve prim ödeme gün sayısı olarak kabul edilir.” hükmünü içermektedir. Eldeki davada mahkemece yapılacak iş, davacının davalı işyerindeki şahsi sicil dosyası getirtilmeli, işyerinin türü ve niteliği belirlenmeli, gerekirse ilgili vergi dairesine yazı yazılarak davalı işverenin yükümlülük ve faaliyet durumu saptanmalı, taraflar arasındaki çekişme konusu tarihi içerir dönemsel sigorta primleri bordroları temin edilerek bordro tanıkları re’sen dinlenilmeli, bodro tanıklarına ulaşılamadığı zaman aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ile çalıştırdıkları kişiler veya ilgili çalışmayı bilebilecek kişiler yöntemince saptanarak bunların tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı dinlenilen tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeli ve toplanan kanıtlar yukarıda belirtilen esaslar dahilinde 506 sayılı kanunun geçici 9 ve 12. maddeleri irdelenerek birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu istemin aynen hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.