11. Hukuk Dairesi 2018/1073 E. , 2019/2968 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) verilen 28/09/2017 tarih ve 2012/94 E. - 2017/452 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen 12/01/2018 tarih ve 2017/1042-2018/38 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin hissedarı olduğu davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ile oğlu tarafından kötü yönetildiğini, şirketin tüm imkanlarının rakip firma olan kendi aile bireylerine ait dava dışı şirket için kullanıp, şirketin içini boşaltmaya başlattıklarını, başkanın şirkete ait çek koçanını rakip firmaya verdiğini ve bu şirketçe kullanıldığını, şirket hesabına gelen paraların rakip firma işlerinde ve yönetim kurulu başkanının kendi ihtiyaçları için kullanıldığını, yine davalı şirkete ait 9 adet kamyonun satılarak paranın başkanın şahsi harcamalarında kullanıldığını, başkanın çocukları adına Gürcistan"a para aktardığını, balıkçı teknesi bulunmayan kişiye balık bedeli için avans para verildiğini, davalı şirkete ham madde alınması karşılığı 45.907,00 TL ödenmesi gerektiği halde yönetici ile muhasebecinin naylon fatura ile davalı firmayı zarara uğrattığını, yine aynı kişilerin 2010 yılı kârını az göstererek vergi kaçırmak için davalı şirketle ilgisi olmayan şahıslar adına gider pusulası düzenlediğini, başkan ve muhasebecinin bankalardan nakit para çekip, muhasebe kayıtlarını gerçeğe aykırı düzenlediklerini,...,... ve... yönetimindeki dönemde davalı şirketin fabrikası üzerinden ipotek verilip, kredi açılarak, paranın usulsüz olarak dava dışı firma yatırımlarında ve mali müşavire ait şirkete proforma faturalar karşılığında kullandırıldığını, şirkete ait gemiler ve balık ağlarının değerinin çok altında satıldığını, bedelinin davalı şirkete ödenmediğini, başkanın diğer ortaklar ait %25 hisseyi gerçek bedelinin altında satın aldığını, satış protokolünde davalı şirkete ait kamyonların rakip firmaya devredildiğini, şirketin vergi borçları ve sigorta primlerinin ödenmediğini, şirket karından ortaklara kar dağıtılmadığını, yönetim kurulu üyelerinin şirketten aldığı avansları geri ödemediğini, davalı şirketin esas sermayesinin 2/3"ünü kaybettiğini ileri sürerek, davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle şirketin feshi olmazsa ortaklıktan çıkmayı talep etmiştir.
Davalı vekili; davalı şirketi Yakup Kaya"nın kurduğunu, kardeşlerini hiç bir bedel olmaksızın her biri için %25 pay ile ortak yaptığını, şirketi büyüttüğünü, davacı tarafın iddialarını mesnetsiz olduğunu, geçmiş yönetim dönemine ait verginin taksitlendirildiğini ve ödendiğini, Trabzon Su Ürünleri ve Gıda Maddeleri Ltd. Şti. para aktarılmadığını, şirkete gelen paraların şirketin giderlerinde kullanıldığını, satılan kamyonların parasının bir kısmının davalı şirket hesabına geldiğini bir kısmının ise davacı tarafından elden alındığını, halen zimmetinde olduğunu, şirket ile Gürcistan"a para gönderilmediğini, ..."nın aldığı, ham madde avansının 2011/104 Esas sayılı dava açılmadan önce geri tahsil edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; alınan bilirkişi kök ve ek raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, toplanan delillerle davacının iddialarının şirketin feshini gerektirmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar aleyhine, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli, denetime elverişli, açık olması karşısında bilirkişi raporuna göre şirketin fesih şartlarının oluşmamış olması nedeniyle, davacının fesih ve ortaklıktan çıkma davasının reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.