Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/774
Karar No: 2018/1806
Karar Tarihi: 29.11.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/774 Esas 2018/1806 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/774 E.  ,  2018/1806 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “menfi tespit ve istirdat” istemine ilişkin asıl ve birleşen davalardan dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 7. Tüketici Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.12.2012 tarihli ve 2011/194 E., 2012/1522 K. sayılı karar her iki davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 11.02.2014 tarihli ve 2013/6188 E., 2014/3454 K. sayılı kararı ile;
    "...Davacılar eldeki ve birleşen davalarında, murisleri olan ..."ın 07.01.2010 tarihinde vefat etmeden evvel davalı bankadan 31.07.2009 tarihinde kredi kullandığını, kredi sözleşmesi kapsamında hayat sigortası yapılmasına rağmen murisin vefatından sonra bankanın poliçe bedelini sigorta şirketinden tahsil etmediğini ve kendilerinden istediğini ileri sürerek, borçtan sorumlu olmadıklarının tespitine, kredi taksit ödemelerinin devam etmesi nedeniyle yapılan ödemeler için ıslahen toplam 20.465.26 TL’nin 19.02.2010 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar; davacıların murislerinin kanser hastalığı nedeni ile vefat ettiğini, TTK 1290 ve Hayat Sigortaları Genel Şartları C.2-2 madde uyarınca sigortalının doğru beyanda bulunma yükümlülüğüne uymadığını belirterek, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalılarca temyiz edilmiştir.
    1-İncelenen dosya içeriğine göre; davacılar murisi müteveffa ... ile davalı banka arasında 30.07.2009 tarihli sözleşme ile 90.000,00 TL tutarlı konut kredisi ile aynı tarihli 3.425,00 TL tutarlı tüketici kredi sözleşmesi imzalandığı, yine kredi sözleşmeleri kapsamında hayat sigortası poliçesi tanzim ile, 31.07.2009 tarihli sağlık beyan formunun davacılar murisi tarafından imzalanarak kanser hastası olmadığına ilişkin bölümün işaretlendiği, 07.01.2010 tarihinde ise davacılar murisinin akciğer ve bronş kanseri tanısı ile vefat ettiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece yargılama esnasında aldırılan bilirkişi raporuna itibar edilerek müteveffa Nesimi Tatara ait muayene ve tedavi evrakı ile raporların tamamında tıbbı terimler kullanıldığı için müteveffanın kanser hastası olduğunu önceden bilmeme olasılığının yüksek olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de; dosya içerisinde mübrez sağlık raporları ve muayene evrakının tetkikinde, müteveffa ...’ın ölüm nedeninin akciğer ve bronş kanseri olup, kredi sözleşmesi ve 31.07.2009 tarihli hayat sigortası sağlık beyan formunun tanziminden kısa bir süre öncesinde, 09.04.2009 tarihli müracaatı üzerine müteveffaya 14.04.2009 tarihinde akciğer kanseri tanısı konularak 3 ay iş göremezlik raporu verildiği ve kanser tedavisi gördüğü anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacılar murisinin TTK 1290 ve Hayat Sigortaları Genel Şartları C.2-2 madde uyarınca doğru beyan yükümlülüğünü yerine getirmediği dosya kapsamına göre sabit olmakla mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.
    2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir..."
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3’üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davalı Cinga Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. (önceki ünvanıyla Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş.) vekili ile davalı ...Ş. vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Asıl ve birleşen dava sigorta tazminatının hak edilme koşullarının oluştuğunun, bu nedenle tüketici kredilerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve ödenmek durumunda kalınan taksit bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
    Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin kurulan hüküm davalıların temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda karar başlığında yazılı gerekçelerle bozulmuş, bozma kararına karşı yerel mahkeme tarafından ilk karar gerekçeleri tekrarlanmak suretiyle verilen direnme kararı davalı Cinga Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce bozma kararına davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulduktan sonra bu istemden feragat üzerine bizzat yerel mahkemece feragat nedeniyle karar düzeltme isteminin reddine karar verilip verilemeyeceği, usule uygun verilmiş bir direnme kararı bulunmadığı sonucuna varılır ise dosyanın karar düzeltme isteminden feragat hakkında işlem yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
    Bu noktada belirtmek gerekir ki karar düzeltme, hukukumuzda istinaf yolunun bulunmadığı dönemde kabul edilmiş bulunan bir kanun yoludur. 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, Hukuk Muhakemeleri Kanununda karar düzeltme ile ilgili hükümlere (HUMK m. 440-444) yer verilmemiştir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) Geçiçi 3’üncü maddesi düzenlemesinde bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı öngörüldüğü için HMK"nın temyize ilişkin hükümleri (m.427-444) ile karar düzeltmeye ilişkin hükümleri (m.440-442) uygulanmaya devam edilecektir.
    Karar düzeltme, Yargıtay"ın temyiz incelemesi sonucunda vermiş olduğu kararlarına karşı tanınmış olağan bir kanun yoludur. Kanun yolu denince, kural olarak, temyiz yolunda olduğu gibi bir kararın üst mahkeme tarafından incelenmesi anlaşılır. Oysa karar düzeltme yolunda karar düzeltme talebi, bu kararı vermiş olan Yargıtay dairesinde incelenip karara bağlanır. Bu nedenle karar düzeltme yolu, Yargıtay"ın temyiz incelemesi sırasında yapmış olduğu hatalardan dönmesini sağlayan, temyiz yolunun devamı niteliğinde kendine özgü bir kanun yoludur.
    Yargıtay hukuk dairesine karar düzeltme incelemesi için gelen dosyalar öncelikle karar düzeltme talebinin süresi içinde olup olmadığı, Yargıtay kararının düzeltilmesi istenebilecek kararlardan olup olmadığı ve diğer usul eksiklikleri yönlerinden incelemeye tabi tutulur. Ön inceleme yetkisi, her hâlükarda Yargıtay"a (kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulan Hukuk Dairesine) aittir.
    Somut olayda, davacı vekili 02.04.2014 tarihinde verdiği dilekçe ile karar düzeltme isteminde bulunmuş, ertesi gün bu istemlerinden feragat ettiklerini mahkemeye bildirmiş, bunun üzerine yerel mahkemece 24.04.2014 tarihli ek kararla feragat nedeniyle karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    Görüldüğü üzere, yerel mahkemece karar düzeltme aşamasında ilgili dilekçenin reddine karar verildiği ve karar düzeltme yolunun usulüne uygun bir şekilde tamamlanmadığı açıktır. Davacı tarafça yasaya uygun olarak başvurulan bir kanun yolunun kullandırılmamış olması HMK"nın 27’nci maddesinde (HUMK m.73) düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına, buradan hareketle 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36’ncı maddesindeki adil yargılanma hakkına aykırıdır.
    Nitekim aynı husus Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2017 tarihli ve 2017/4-1363 E., 2017/1471 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
    Hâl böyle olunca, HUMK"un 440 ve devamı maddelerinde belirtilen kanun yolu tamamlanmadan direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı kaldırılarak, davacı birleşen davalı vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmiş; bu nedenle temyiz itirazları bu aşamada inceleme konusu yapılmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, yerel mahkemenin davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine ilişkin 24.04.2014 tarihli ek kararı ile 19.06.2014 tarihli ve 2014/1511 E., 2014/1406 K. sayılı direnme kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle KALDIRILMASINA, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesi için dosyanın 13. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, davalı Cinga Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. vekili ile davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3’üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440’ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi