13. Hukuk Dairesi 2015/39404 E. , 2018/2243 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... Kafe isimli iş yerinin işleticisi olduğunu, davalı ile 16.06.2011 tarihinde yaptığı sözleşme ile bir adet kahve makinesi ile grande değirmenin kullanımının kararlaştırıldığını, bu sözleşmede emanet olarak alınan makinelerle birlikte kullanılan ürünlerin de bedel karşılığı kullanımının davalı tarafça taahhüt edildiğini, makine kullanımı için bir bedelin belirlenmediğini, ancak sürenin 16.10.2011 tarihi olarak belirlendiğini, 3.500 Euro değerinde belirlenen makineler bakımından davalıya bu tutarda bir teminat senedi verildiğini, protokolde belirlenen sürenin bitiminde makinelerin sözlü talebe rağmen davalı tarafından iade alınmaması nedeniyle 16.01.2012 tarihli ihtarname ile makinelerin alınmasının ihtar edildiğini, davalının iade almadığını, buna rağmen tarihsiz senedi doldurarak ... 2. İcra Müdürlüğü" nün 2012/5175 E sayılı dosyası üzerinden takibe geçtiğini, senedin bedelsiz olduğunu ileri sürerek; borçlu olmadığının tespitine, takibe konu teminat senedinin iptaline, % 40 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ... 2. İcra Müdürlüğü 2012/5175 Esas sayılı takip dosyasına konu alacak bakımından 4.685,00TL tutarında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, istirdat isteminin de bu miktar üzerinden kabulüne, kötü niyet tazminatı talebinin ise reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda; mahkemece kararın gerekçe kısmında davacının davalıya 4.685,00TL borçlu olduğu kabul edilirken, hüküm kurulurken davacının 4.685,00TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 107,70 TL harcın davacıya, 107,70 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.