17. Hukuk Dairesi 2013/14539 E. , 2014/10038 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2012
NUMARASI : 2008/319-2012/359
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigorta şirketi olduğu aracın, 17.1.2008 tarihinde neden olduğu trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını belirterek, tedavi giderleri, geçici ve sürekli iş göremezlik zararı için toplam 7.500,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi verilmiş ve maddi tazminat istemi, yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda artırılmıştır.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davanın kabulüne, 74.809,93 TL tazminata karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, trafik kazası sonucu yaralanma ve sakat kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, dava tarihine kadar yapılan belgeli, belgesiz tüm tedavi giderleri ve ileride yapılması muhtemel tedavi giderleri ile birlikte geçici ve sürekli iş göremezlik zararı için toplam 7.500,00 TL maddi tazminat istenmiştir. Dava dilekçesinde istenen toplam 7.500,00 TL tazminatın içinde birden fazla istek bulunmakta olup hangi zarar kalemi için ne miktar tazminat istendiği belli değildir. Bu durumda; mahkemece, davacı vekiline, dava dilekçesinde istenen hangi kalem zarar için ne miktar tazminat istendiği, özellikle tedavi giderleri istemi yönünden, belgeli ve belgesiz tedavi giderleri için ayrı ayrı ne miktar tazminat istediği açıklattırılmalı, belgeli olan tedavi giderlerine ilişkin belgeleri istenmeli ve istek miktarlarına göre bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekirken, davacının talebi açıklattırılmadan hangi zarar kalemi yönünden ne kadar tazminat istendiği belirlenmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
3)Mahkemece, hükme esas alınan ve Adli Tıp Uzmanı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının faturalı tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığı, fatura edilemeyen tedavi giderlerinin, özel diyet, ulaşım, rehabilitasyon, pansuman, özel hastane muayane farkı ve masrafların ise 1.500,00 TL olduğu, ileride yapılması muhtemel estetik ameliyat bedelinin ise 500,00 TL olup toplam tedavi masrafının 2.000,00 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Ne var ki; davacıya tedavi giderleri yönünden istekleri açıklattırılmadan alınan bu bilirkişi raporunda, fatura edilemeyen tedavi giderleri ile ileride yapılması muhtemel estetik ameliyat bedelinin neye ve hangi kriterlere göre belirlendiği, belirlenen bu giderlerin, davacının yaralanmasının derecesine göre yapılması gereken tedaviye uygun olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Açıklanan nedenler karşısında, bu bilirkişi raporunun, hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmadığı görülmektedir. Mahkemece, davacı vekiline, tedavi giderleri yönünden istek miktarları açıklattırılmadan alınan ve bu haliyle eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşılan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
4- Mahkemece, hükme esas alınan ve avukat tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; emniyet araştırması cevabi yazısında davacının, bir lokantada garson olarak çalıştığı ve aylık gelirinin 1.000,00 TL olduğu bildirildiğinden, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararı, aylık gelirinin 1.000,00 TL olduğu varsayılarak hesaplanmıştır.
Oysa; böyle bir davada, gerçek zararın belirlenmesi için, öncelikle davacının işi ve gelirinin daha net kriterlerle ortaya konulması gerekmektedir. Şu durumda; mahkemece, davacıya, yaptığı iş ve geliri konusunda delillerini ibrazı için ispat imkanı verilmeli, sunacağı belgelere göre bu konu ile ilgili kuruluşlara yazı yazılarak araştırma yapılmalı (İş yerine, Sosyal Güvenlik Kurumuna, vb...), davacının muhtemel geliri tespit edilerek bu miktara göre tazminatın belirlenmesi ve kazanılmış haklar da dikkate alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
5-Öte yandan; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu raporunda, davacının iyileşme süresinin 3 ay olduğu belirlenmiş olmasına rağmen, davacının geçici iş göremezlik zararının 6 ay için hesaplanmış olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2),(3),(4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.