(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/3005 E. , 2012/4938 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.11.2005 gününde verilen dilekçe ile maden arama katkı payı alacağı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra eksiklik nedeniyle dosyanın mahalline geri çevrilmesi sonrasında dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı; ... ili, ... ilçesi dahilinde bulunan ÖNİR:5452 ruhsat no"lu sahayı 03.01.1996 tarihli sözleşme uyarınca Maden İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde 19.04.1996 tarihinde davalıya devrettiğini, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranarak yükümlülüklerini yerine getirmediğinden ve mermer üretimine geçmediğinden, adı geçen Genel Müdürlüğün 16.10.2001 tarihinde ruhsatı iptal ettiğini, ruhsat sahibi işletmecinin 07.04.1997 tarihli MİGM’ne sunduğu işletme projesinde işletme ömrünü 10 yıl olarak belirttiğini ancak Maden Kanununun 25. maddesinin işletme ruhsatının toplam süresini 60 yıl ile sınırlandırdığından, 60 yıl işletme ruhsat süresi kadar, davalının kusurlu davranışı nedeniyle mahrum kaldığı maden arama katkı payı alacağı 704.467,37 TL"nin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, üretim koşuluna bağlanan maden arama katkı payı alacağının oluşmadığını, davacının yasal takip yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve varsa iddia konusu istemin yitimine davacının sebep olduğunu, 60 yıllık süre için maden arama katkı payı adı altında talepte bulunulamayacağını, ayrıca işletme süresinin 10 yıl olup olmadığı ve eğer varsa davacının alacağının 10 yılı aşamayacağını, sözleşmeye göre irat kaydedilmiş olan kesin teminat gibi bedellerin de iddia konusu alacaktan mahsubunun gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 696.522,99 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki 03.01.1996 tarihli sözleşmenin “İşletmecinin Yükümlülükleri” başlıklı 6. maddesinin (e) bendinde özetle “İşletmeci ayrıca işletmenin ömrü boyunca ürettiği cevherin (mermerin) beher tonu için ocakbaşı satış fiyatının % 5’ini MTA’ya maden arama katkı payı olarak ödemeyi taahhüt eder….işletmeci buna göre tespit edilecek yıllık ödemeleri bir sonraki yılın Mart ayı sonuna kadar MTA veznesine yatırmayı taahhüt eder” şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen “işletmenin ömrü” kavramı üzerinde durmak gerekir. İşletmenin ömrü (projenin faydalı ömrü); maden rezervi, üretim, üretime bağlı tesis yatırımı ve kapasite kullanımı göz önüne alınarak madenin ekonomik-faydalı şekilde kullanılması beklenen süredir. Davalının Maden İşleri Genel Müdürlüğüne 07.04.1997 tarihinde sunduğu işletme projesinde, davacı MTA’nın önceden yaptığı etüt çalışmalarına göre belirlenen rezerv durumu itibariyle projenin faydalı ömrünü 10 yıl olarak belirttiği görülmektedir.
Uygulamada maden işletmelerinin, işletme projelerini 10 yıllık dönemler ile hazırlayarak Maden İşleri Genel Müdürlüğüne sundukları ancak bu süre sonunda rezerv, yatırım ve üretim miktarındaki değişikliğe göre temdit başvurusunda bulunulduğu ve maden ruhsatı süresinin uzatıldığı bilinen bir gerçektir.
Bütün bu anlatılanlardan sonra mahkemece, seçilecek uzman bilirkişiler marifetiyle yerinde keşif yapılarak sözleşmeye konu sahada sondaj yöntemi veya sahanın rezervine ilişkin tekniklere göre jeolojik etüt yapılarak, sahadaki ekonomik cevherin (mermerin) rezerv durumu ve davalının hazırladığı işletme projesindeki veriler de göz önüne alınarak işletmenin ömrü tespit edilerek, bunun sonucuna göre yapılacak hesaplama ile davacının talep edebileceği miktar belirlenmelidir.
Değinilen bu yönler bir yana bırakılarak, 3213 sayılı Maden Kanununun 25. maddesinin, 05.06.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 5177 sayılı “Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”’un 38. maddesi gereğince yürürlükten kaldırılmasına rağmen, mülga 25. maddedeki “işletme ruhsatının toplam 60 yılı geçemeyeceğine” dair hükmünü esas alan bilirkişi raporu ile bağlı kalınarak, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan Kanun hükmü uyarınca, işletmenin ömrünün 60 yıl olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.04.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.