10. Hukuk Dairesi 2015/11109 E. , 2015/18346 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz ödendiği iddiası ile ödenen primlerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada dava dilekçesinden anlaşıldığı kadarıyla, davacılardan ... AŞ. Şirkette daha önceden Yönetim Kurulu Üyeliği yapmış olan diğer davacılar ...r ve ...’ün 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı almakta olduklarını, aslen 5510 sayılı Yasanın 4-1-b fıkrası kapsamında olmaları gerekirken, davalı Kuruma 5510 sayılı Yasanın 4-1-a bendi kapsamında primlerinin ödendiği iddiası ile, her üç davacı bakımından da yersiz ödenen prim tutarları toplamı 34.839,44 TL’nin 5510 sayılı Yasanın 89’uncu maddesi kapsamında davalı Kurumdan tahsili istenildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun 24/I-d maddesine göre, “Limited Şirketlerin Ortakları” ... sigortalısı sayılmışlardır. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4/b-3 maddesine göre de "Anonim Şirketlerin Yönetim Kurulu Üyesi olan Ortakları ile Limited Şirketlerin Ortakları” aynı kapsamda sigortalı sayılmışlardır. Aynı Kanunun 53. maddesinde, "... 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler." hükmü düzenlenmiştir. Dairemizin yerleşmiş görüşlerine göre de, kural olarak limited şirket ortakları az sayıda olmaları nedeniyle kendi işini yapan kimse konumunda oldukları için, 1479 sayılı Kanun/5510 sayılı Kanun 4/b ye tabi zorunlu sigortalı sayılırlar. Başka bir deyişle bunların ortağı oldukları limited şirketteki çalışmaları, hizmet akdine değil, vekâlet akdine dayalıdır
ve 506 sayılı Kanun/5510 sayılı Kanun 4/a kapsamında değerlendirilemez. Bu kuralın istisnası, Limited Şirket Ortağı, başka işverenlere ait olan işyerlerinde hizmet akdine göre çalışmışsa, o takdirde 506 sayılı Kanun/5510 sayılı Kanun 4/a kapsamında sigortalı sayılabilir.
Eldeki davada ise davanın çözümü için öncelikle HMK"nun 31"inci maddesi kapsamında davacının isticvabı ile talebi net olarak açıklattırılmalı, bu kapsamda talebinin uzun vadeli sigorta kollarına mı yoksa ödenen sosyal güvenlik destek primlerine mi yönelik olduğu her bir davacı bakımından ayrı ayrı ve dönemleri de belirtilmek suretiyle belirlenmeli, sonrasında geri çevirme kararımızda da belirtildiği üzere, davacılardan...hakkındaki ticaret sicil kayıtları getirtilmek suretiyle davacı şirket ve dava dışı başka şirketlerde ortaklıklarının veya Yönetim Kurulu Üyeliklerinin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihe kadar devam ettiği, bu davacıların hizmet bildirimlerinin yapıldığı işyerlerine sahip şirketlerde ortaklıklarının veya yönetim kurulu üyeliklerinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacılar... ...i’nin tahsis dosyalarının celbi ile davalı Kurumca her bir davacı hakkında dönemleri de belirlenerek dayanakları ile birlikte ne tür işlemler yapıldığı belirlenmeli, diğer taraftan davacıların başka şirketlerde olan ortaklıkları/yönetim kurulu üyelikleri nedeniyle (örneğin.... San. Tic. AŞ) Kurumca herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı ve başka davalarının bulunup bulunmadığı hususları tespit edilerek davalı Kurumdan mükerrer tahsilâta neden olmayacak şekilde karar verilmeli, sonrasında davanın yasal dayanakları da belirlenmek suretiyle denetime elverişli bir şekilde açık ve anlaşılır bir bilirkişi raporu ile davacının talebine göre davalı Kuruma yersiz ödenmiş sosyal güvenlik destek primi ödemelerinin bulunup bulunmadığı ve şayet alacağı varsa davalı Kurumca çıkartılan borçtan mahsubunun mümkün olduğu dikkate alınarak 5510 sayılı Yasanın 53 ve 89’uncu maddeleri de dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular kapsamında davalı Kurumca her bir davacı hakkında ne tür işlemler yapıldığı ve dayanakları, aynı şekilde ticaret sicil kayıtları ile davacıların faaliyet ve ortaklık durumları belirlenmeksizin, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacılara iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.