Esas No: 2021/896
Karar No: 2021/1773
Karar Tarihi: 18.05.2021
Danıştay 13. Daire 2021/896 Esas 2021/1773 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/896
Karar No:2021/1773
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
3- ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Fonu (Fon)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, ... Hayvancılık Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün ihale yoluyla satılmasına ilişkin 26/01/2021 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacıların sahibi ve yöneticisi olduğu şirketlere ... Sulh Ceza Hakimliği'nin ... tarih ve ... D. İş sayılı kararı ile kayyım atanmasına karar verildiği ve şirket yönetiminin karar tarihinden itibaren Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından gerçekleştirildiği, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ... Hayvancılık Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün satılması ile ilgili 26/01/2021 tarihinde yapılmış olan ihale işleminin, haksız ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı ancak, davacıların yapılan ihalede aday, istekli veya istekli olabilecekler arasında olmadığı, dolayısıyla ehliyetlerinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu şirketin geçici suretle TMSF idaresine bırakılan şirketlerden olduğu, şirketle ilgili müsadere talep edilmediği, TMSF tarafından atanan kayyım heyetinin yalnızca şirketin olağan iş ve işlemlerini yapmakla yükümlü olduğu, TMSF tarafından atanan yöneticilerin hakkında soruşturma devam ederken şirketin tamamının satışa çıkartılmasının şirket ortaklarına verilen zararın perdelenmeye çalışıldığının göstergesi olduğu, söz konusu kayyımın idare kayyımı olduğu, usulsüz ihalenin yok hükmünde olduğu, şirketin gerçek fiyatının çok altında bir bedelle satıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, 30/12/2020 tarihli 48 taşınmazın satış ihalesi ile 26/01/2021 tarihli ... Hayvancılık Ticari ve İktisadi Bütünlüğü satış ihalesinin tamamen birbirinden bağımsız olduğu, şirket hakkında tesis edilen işlemlerin şirketin mali durum raporları dikkate alınarak mevzuata uygun olarak tesis edildiği, 5411 sayılı Kanun uyarınca Fon'un kararlarının yerindelik denetimine tabi tutulamayacağı, İdare Mahkemesinin davanın ehliyet yönünden reddine dair verdiği kararın usul ve yasalara uygun olduğu, kayyım atanan şirketler hakkında yargılama süreci devam ettiği için şirketlerin genel kurullarının henüz icra edilmediği, mülkiyet hakkı ihlalinin söz konusu olmadığı, şirkete kayyım atanmasının dayanağının ceza mahkemesi kararı olduğu, Fon'un kayyım olarak atandığı şirketlerle ilgili satış kararı alma yetkisinin bulunduğu, 6758 sayılı Kanun'un 19/3. maddesi kapsamında satış için müsadere kararı aranmayacağı, satış sürecinin şeffaf bir şekilde yürütüldüğü, şirketin değerlemesinin SPK lisanslı değerleme firmalarına yaptırıldığı ve bu değerleme raporları esas alınarak muhammen bedelin belirlendiği, Fon'un kayyımlığını yürüttüğü şirketlerin haklarını korumak ve ekonomiye kazandırmak için üstün gayret sarfettiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmaktadır. Yargı kararlarında "menfaat" kavramının davacı ile iptalini istediği idarî işlem arasındaki bağı, ilgiyi ifade ettiği belirtilmekte ve idarî işlem ile dava açan kişi arasında meşrû, güncel ve ciddî bir alâka söz konusu ise, davada menfaat bağının bulunduğu kabul edilmekte, bunun dışında ayrıca subjektif bir hakkın ihlâl edilmesi şartı aranmamaktadır.
Kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alâkasının varlığı, davanın niteliğine ve özelliğine göre idarî yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idarî işlemle ciddî, makûl, maddî ve manevî bir alâkasının bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır. Ayrıca, iptal davaları idarî işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesine, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının ve sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine imkân sağladığından, bu davalarda menfaat alâkasının bu amaç doğrultusunda yorumlanması gerekmektedir.
Kamu ihalelerinde ihale sürecine ilişkin icrai nitelikteki işlemler, sadece ihaleye katılan veya katılmak isteyenlerin hukuki durumunu etkilememekte, bunların yanında üçüncü kişilerin de hak veya menfaatlerini etkileyebilmektedir. Böyle bir durumda, söz konusu kişilerin menfaatlerinin zedelendiği iddiasıyla, mevzuatta öngörülen usuller çerçevesinde dava açabileceklerinin kabulü gerekmektedir. Dava ehliyetinin bir alt unsuru olan subjektif ehliyetin varlığının, ihale sürecinde aday, istekli ve istekli olabileceklerle sınırlandırılması, Anayasa'nın idari işlemlere karşı yargı yolunu açan 125. maddesi ile "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesine aykırılık teşkil edecek ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Adil yargılanma hakkı" başlıklı 6. maddesinin; "Herkes, davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir." kuralı ile "Etkili başvuru hakkı" başlıklı 13. maddesinin; "Bu Sözleşme’de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, söz konusu ihlal resmi bir hizmetin ifası için davranan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olsa dahi, ulusal bir merci önünde etkili bir yola başvurma hakkına sahiptir." kuralını ihlal edecektir.
Dosyanın incelenmesinden; davacıların hissedarı olduğu ... Hayvancılık Gıda ve Tarım Ürünleri San. A.Ş.'ye v Sulh Ceza Hakimliği'nin ... tarih ve ... D. İş sayılı kararı ile kayyım atanmasına karar verildiği ve şirket yönetiminin karar tarihinden itibaren 674 sayılı KHK'nın 19. maddesi uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından gerçekleştirildiği, 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun ile yasalaşan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kayyımlık yetkisi Fon'a devredilen şirketin gayrimenkulleri, menkul malları, büyükbaş hayvanları, taşıtları, diğer hakları, nakit varlıkları ile bu varlıkların feri ve mütemmim cüzü niteliğindeki tarafı oldukları sözleşmeler ve bu sözleşmelerden doğan ancak başlı başına iktisadi değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm mal, hak ve varlıkları bir araya getirilerek ... Hayvancılık Ticari ve İktisadi Bütünlüğü oluşturulduğu ve oluşturulan bütünlüğün ihaleyle satışına karar verildiği, davacılar tarafından anılan iktisadi iktisadi bütünlüğün satışına ilişkin 10/12/2020 tarih ve 31330 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 26/01/2021 tarihli ihale işleminin iptali istemiyle temyize konu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi'nce, davacıların yapılan ihalede aday, istekli ya da istekli olabilecekler arasında bulunmadığı gerekçesiyle ehliyetlerinin olmadığına karar verilmiş ise de; davacıların, yönetimi mahkeme kararı gereği Fon tarafından yürütülen dava konusu şirketin halen hissedarı olduğu görülmektedir.
Bu itibarla, davacıların hissedarı bulundukları şirketin ihaleyle satışına ilişkin dava konusu işlem ile aralarında makul bir menfaat ilgisinin, dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerektiğinden, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan ...-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere),18/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.