5. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/12284 Karar No: 2017/8880 Karar Tarihi: 22.03.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2017/12284 Esas 2017/8880 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2017/12284 E. , 2017/8880 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki ... Köyü ... ve ... parsel sayılı taşınmazın gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yöntem olarak doğrudur. Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalılar vekilinin temyizine gelince; 1-Yargıtay uygulamalarına göre arazi niteliğindeki bir taşınmazın değeri belirlenirken daha önceki yıllara ilişkin olarak (5yıl ) normal koşullarda Tarım İlçe Müdürlüğünce tespit edilen verim miktarlarının ortalamasının dikkate alınması gerekir. Verim miktarlarının geçmiş yıllara oranla bir yılda önemli miktarda değişip azalmış olmasının olağan kabulü mümkün değildir. Bu durumda mahkemece 2013 yılında Kemalpaşa İlçesinde olağandışı durumlar nedeniyle verim düşüklüğü olduğundan bahisle indirim yapılmadan taşınmazın normal veriminin alındığı yıllar ortalamasına göre bedelinin tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden dekara verim miktarlarında indirim yapılarak değer biçen rapora göre bedel tespiti, 2-Kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazların özellikleri dikkate alınarak kapitalizasyon faiz oranının %5 uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Türkiye ortalamasına göre üretim masraflarının brüt gelirin 1/3"ünden fazla olamayacağını gözetmeden hesap yapan bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulması, 4-Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen değer artışına etki eden hususlar dikkate alındığında %150 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken, bu oranı 50 parselde %70, 130 parselde %80 olarak alan bilirkişi raporunun hükme esas alınması, 5- Dava konusu taşınmazın kullanım amacı , yüzölçümü , geometrik şekli ve kamulaştırma sonrasında tarımsal bütünlüğünün bozulmuş olması dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan kısmın tamamında %20 oranında değer düşüklüğü olacağının düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.