4. Hukuk Dairesi 2017/4545 E. , 2018/1320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 26/04/2017 gün ve 2017/883-2017/2213 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; davalı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Dairemizin 26/04/2017 gün, 2017/883 esas ve 2017/2213 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir.
Davacı vekili; davacının ailesi ile oturduğu evinin bulunduğu 1664 sayılı hisseli parselin davacıya miras olarak kaldığını, davalı idarenin karayolu yapım ve genişletme çalışması kapsamında davacının kamulaştırma işlemleri tamamlanmadan taşınmazına fiilen girmek suretiyle evini yıktığını, ancak karşılığında herhangi bir bedel ödemediğini, davacının bu nedenle bedel tahsili amacıyla açtığı davanın derdest olduğunu, yıkılan evi nedeniyle davacının ailesiyle birlikte kiraya çıkarak kira ödemek zorunda kaldığını belirterek, davalı idare tarafından zararının ödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece; davalı idarece kamulaştırma işlemleri beklenmeden davacının fiilen kullandığı binanın yıkıldığı, arsa ve muhdesat bedeline ilişkin ayrı ayrı davalar açıldığı ancak binanın yıkılması sebebiyle yıkım tarihi olan 01/08/2011 tarihinden muhdesatın bedelinin tahsili istemi ile açılan davanın dava tarihi olan 03/07/2013 tarihine kadar davacının bu taşınmazı kullanımından mahrum kaldığı gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine; Dairemizin, 26/04/2017 gün, 2017/883 esas ve 2017/2213 karar sayılı ilamı ile bir kamu kurumu tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projesine göre bir yol yapılması dolayısıyla evinin duvarı yıkılan kimsenin uğradığı zararın idari kararın neticesinde meydana gelen bir zarar olduğu, bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırmasının idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi de verilen kararın neticesi olan birer idari eylem niteliğinde olduğu, bu nedenle temyize konu davaya konu zararın ödettirilmesi isteklerinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi hükmünce bir tam yargı davası niteliğinde olduğu ve bu davalara bakma görevinin idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davalı ...’nün 14/02/2014 günlü yazısına göre, davaya konu 1664 parsel sayılı taşınmazın D-100 Ayrımı ...- ... Devlet Yolu ... İli, ...İlçesi ... ve ... Köyleri kamulaştırma sınırları içerisinde kaldığı, 25/04/2012 tarih ve 2012/173 sayılı kamu yararı kararı gereğince idarece adı geçen taşınmaza fiilen 01/08/2011 tarihinde el atıldığı, fiili el atma olayının dosya kapsamında yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda da evin yıkılmış halde olduğu şeklinde görüş bildirilmek suretiyle tespit edildiği, yine dosya arasında kamulaştırma planının ekli olduğu ve planın fiili el atma tarihi olan 01/08/2011’den sonra 30/09/2011 tarihinde bölge müdür yardımcısı tarafından onaylandığı anlaşılmaktadır.Şu durumda, davanın kamulaştırmasız el atılan ve yıkılan taşınmazın kullanılamaması sebebiyle oluşan zararın tazminine yönelik olduğu ve özel mülkiyete konu olan bir taşınmaza idarece zarar verilmesi olgusuna dayandığı, davacının idarenin eyleminden dolayı ödemek zorunda kaldığı kira bedelini talep ettiği, dava konusu taşınmaza fiilen el atmanın henüz onaylanmayan kamulaştırma plan ve projesi kapsamında yapıldığı, dava konusu uyuşmazlığın idarenin bir karar ve işlemine bağlı olmayıp, haksız fiil hükümlerine dayandığı, bu nedenle de davaya adli yargının bakmakla görevli olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin, 26/04/2017 gün, 2017/883 esas ve 2017/2213 karar sayılı bozma kararı kaldırılmalıdır.
2- Dosyanın esası incelendiğinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440-442 maddeleri gereğince (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne; Dairemizin 26/04/2017 gün, 2017/883 esas ve 2017/2213 karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle yerel mahkemenin 26/02/2015 gün, 2014/55 esas ve 2015/97 karar sayılı kararının ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.