14. Hukuk Dairesi 2016/9931 E. , 2019/3685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.08.2013 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 28.04.2012 tarihinde vefat eden tarafların ortak murisi ... ’in eşi ... ’in 13.12.2011 tarihinde vefat ettiğini, muris ... ’in murisin mirasbırakanı olan ... ’ten intikal eden parayı davalı ... ile ortak olan hesaba aktardığını, davalının bu hesaptan davacının miras payına tekabül eden miktarını davacının rızası dışında çektiğini, davacının bunun üzerine haksız çekilen bedelin tahsili amacıyla davalıya karşı ... . İcra Müdürlüğü 2013/10021 Esas sayılı dosyadan icra takibi başlattığını ve davalının takibe itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın yasal faizi ile tahsili ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı ile muris ...’in yarı yarıya olacak şekilde ortak hesap açtıklarını, murisin vefat tarihi olan 28.04.2012’de hesapta 21.450,05TL bakiye bulunduğunu, bu bedelin ise davacı ve davalı tarafından 10.725,00TL olarak tahsil edildiğini, bedelin mirasçılara payları oranında dağıtıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu hesaptaki paranın ...’ten muris ...’e intikal eden 72.445,74TL olduğu, hesabın esasen murise ait olduğu, münferit hesap olmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile 10.500,02TL asıl, 1.370,71TL yasal faizi ile devamına, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, mirasta istihkak ve mirasta denkleştirme nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mirasçılar murisin malvarlığı içerisinde bulunan hak ve malları hakkı olmadan elinde bulunduran kişilere karşı bunları geri alabilmek amacıyla dava açabilirler. TMK’nın 637. maddesinde “Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir.” hükmü düzenlenmiştir. Mirasçı sıfatını taşıyanlar murisin terekesini elinde bulunduran herkese karşı bu davayı yöneltebilirler.
Mirasta denkleştirme davası murisin yasal mirasçılarına yaptığı sağlararası karşılıksız kazandırmaların belirli koşullar gerçekleştiğinde geri verilmesini talep etmeyi sağlayan bir davadır. Bu davadan elde edilmek istenen amaç mirasçılar arasında sağlararası karşılıksız kazandırmalar ile oluşan dengesizliğin denkleştirme ile ortadan kaldırılmasıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, muris ...’in kendisinden önce ölen eşi ...’ten intikal eden 72.445,74TL’nin davalı ile açılan ortak hesaba aktarıldığı, hesabın esaasen ortak hesap olmadığı davacının da davalı tarafından %50 oranında çekilen bedelde miras hakkı olduğu iddiası ile alacak isteminde bulunmuştur. Muris ile davalı bir bankada tek imza ile para çekme hakkı veren teselsüllü müşterek hesap açtırmışlardır. Halkbank A.Ş.’den gelen cevabi yazıda ...’in ölümü ile hesabında bulunan 142.532,62 TL’nin, 72.445,74TL’sinin eşi ...’e ödendiği, ...’e ödenen bedel olan 72.450,05TL’nin, 29.02.2012 tarihinde ... ile ...’nun ortak hesabına ... tarafından yatırıldığını, ortak hesapta oran belirtilmediğini, ...’in 28.04.2012 tarihinde ölümü ile bahsi geçen ortak hesapta 42.450,00TL bakiyenin bulunduğunu ve vefat tarihinden sonra ...’na 21.000,00TL ödendiğini, muris ...’in mirasçılık belgesinin ibraz tarihinde ise hesapta 21.450,00TL bakiyenin bulunduğu ve mirasçılık belgesine istinaden 13.09.2012 tarihinde ...’na 10.725,00TL, ...’e 10.725,00TL ödendiği beyan edilmiştir.
Dava konusu alacağa ilişkin hesap, mirasbırakan ve davalı ... adına müşterek hesap olup, müşterek hesaptaki paylar aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Zira, para müşterek hesaba yatırıldığına ve pay bakımından bir anlaşma bulunmadığına göre mülkiyetin yarı yarıya olmak üzere hak sahiplerine ait olması gerekir. Müşterek hesap birden fazla kişiye aitse mudilerden birinin ölümü halinde, aksine sözleşme yoksa, hesaptaki paralar eşit paylara bölünecek ve hayatta kalan mudiye kendi payı ödenebilecektir. Ortak hesabın taraflarından her biri bankadan para çekerken, payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olup, payından fazla çektiği miktarda diğer hak sahibine karşı borçlu durumuna girer.
Muris ile davalının müşterek olarak açtıkları hesapta aksi bir husus belirtilmemiş olması nedeniyle, davalının murisin ölüm tarihinden sonra ortak hesapta bulunan bedelin 1/2 oranınında kişisel tasarrufu yasaya aykırı değildir. Banka cevabından, davalının müşterek banka hesabından murisin ölümünden sonra 21.000,00TL bedeli çektiği anlaşılmaktadır. Buna göre, dava konusu hesabın ortak hesap olduğu ve davalı hesapta bulunan bedeli payı tahsil etmiş olduğu, murisin hesaptaki ½ oranındaki payının ise davacı ve davalı tarafından miras payları oranında çekilmiş olduğu Halkbank’tan gelen cevaptan anlaşılmakla, davacının başkaca miras alacağı bulunmadığı görülmüş olup, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece, belirtilen husular gözetilmeden yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.