
Esas No: 2012/1099
Karar No: 2012/4889
Karar Tarihi: 03.04.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/1099 Esas 2012/4889 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.03.2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, eser bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve inkar tazminatı ödetilmesi istemine ilişkindir.
Davalı, davacı ile yazılı bir sözleşmelerinin olmadığını ve davacıdan herhangi bir hizmet almadığını savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalıya ait tarlada kepçe ile tesfiye çalışması yaptığının kanıtlandığı, davalının davacı tarafından düzenlenen faturaya itiraz etmediği gerekçesi ile faturadaki bedele itibar edilmek suretiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, asıl alacak üzerinden takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı iş sahibi temyiz etmiştir.
Yargılamalar sırasında davacının davalıya ait tarlada kepçe ile tesfiye çalışması yapıldığı kanıtlanmıştır. Ancak, taraflar arasında iş bedeline ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır.
Borçlar Kanununun 366. maddesi hükmü uyarınca evvelce kararlaştırılmış bir bedel yoksa yapılan şeyin kıymeti yapıldığı yıl rayiç fiyatlarına göre belirlenir. Kuşkusuz ki bu belirleme yapılırken bilirkişi oy ve görüşüne başvurulması yapılan işin niteliğinin de gözetilmesi gerekir.
Bu açıklamaya göre, keşifle oy ve görüşüne başvurulan ziraat bilirkişisinden ek rapor alınmak suretiyle raporunda yapıldığını belirttiği işin yapıldığı tarihteki mahalli rayiçlere göre bedelinin belirlemesi istenmeli, bunun sonucuna göre istem hükme bağlanmalıdır.
Değinilen yön bir kenara bırakılarak bilirkişi oy ve görüşünü gerektiren bir konuda inceleme yapılmaksızın istemin yazılı şekilde hükme bağlanması doğru değildir.
Öte yandan, alacak miktarı hesaplamayı gerektirdiği ve likit olmadığı bu nedenle de davalı iş sahibinin icra takibine itiraz etmesinin kötü niyetli sayılamayacağı gözetilmeden davacı yararına inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 03.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.