Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/17837
Karar No: 2021/2719
Karar Tarihi: 20.05.2021

Danıştay 4. Daire 2016/17837 Esas 2021/2719 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/17837
Karar No : 2021/2719


TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Tur. Yat. İnş. Paz. Tic. A.Ş'nden tahsil edilemeyen kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirleri ile … sayılı ödeme emrinin 9018 kodu ile 4857 sayılı Kanundan kaynaklanan idari para cezasına ilişkin kısmı ve … sayılı ödeme emrinin 9318 kodu ile 5326 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasına ilişkin kısmı dışında kalan kısımların iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; asıl borçlu … Tur. Yat. İnş. Paz. Tic. A.Ş.'nin iflasının ertelenmesine dair … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan E:… sayılı davada, 03/12/2012 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararı ile İcra ve İflas Kanunu'nun 179/b bendi uyarınca 6183 sayılı Kanun ile yapılanlar da dahil olmak üzere şirket hakkında yapılan tüm takiplerin durdurulmasına hükmedildiği, karara yapılan itirazın 10/07/2013 tarihinde reddedilmesi üzerine temyiz yoluna gidildiği, ... Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile de ihtiyati tedbir kararının onanarak kesinleştiği anlaşıldığı, asıl borçlu … Tur. Yat. İnş. Paz. Tic. A.Ş. hakkında, 6183 sayılı Kanun ile yapılanlar da dahil olmak üzere sürdürülen tüm takiplerin mahkeme kararı ile durdurulduğu görüldüğünden, ödenmeyen amme borçlarına ilişkin şirket hakkındaki tüm takip ve tahsil yollarının tükendiğinden söz edilemeyeceği için, ihtilaf konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



(X) KARŞI OY
Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlıkta, beyan üzerine kesinleşen vergi borçları ve yargı harçlarının tahsili için asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğinin ardından şirket tarafından dava açılmadığı gibi herhangi bir ödemenin de yapılmadığı, şirkete ait malvarlığı araştırması yapıldığı, yapılan araştırmada şirket adına kayıtlı araçlar ve gayrimenkul olmasına rağmen araçlar ve gayrimenkul üzerinde çok sayıda haciz bulunduğundan amme alacağına ilişkin tüm takiplerin gerçekleştirilerek borcun tahsilinin mümkün olmadığı ve amme alacağını karşılamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, amme alacağının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığından, Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.




(XX) KARŞI OY :
Davacı adına, … Turizm Yatırımları İnşaat Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi’nin 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 dönemlerine ait ödenmeyen amme alacağının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin, idari para cezalarına ilişkin kısımlarının dışındaki kısımlarının iptali istemiyle açılan davayı; asıl borçlu Şirket hakkındaki tüm takiplerin ihtiyati tedbir kararı ile İcra ve İflas Kanunu’nun 179/b maddesi uyarınca durdurulduğundan Şirket hakkında takip ve tahsil yollarının tüketildiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle kabul eden Vergi Mahkemesi kararının; Şirketin vergi borçlarının tahsili amacıyla Şirket adına ödeme emirlerinin düzenlendiği ve usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, Şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırmalarında tespit edilen araçlar ve gayrimenkul ve bankalarda e-haciz işlemlerinde tespit edilen tutarlar üzerinde öncelikli hacizlerin bulunduğu, amme alacağının Şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına ödeme emirlerinin düzenlendiği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olduğu saptanan sermaye şirketleri veya kooperatiflerin, kendileri ya da alacaklılarının önerdiği iyileştirme projesinin, mahkemenin vereceği süre içinde uygulanmasıyla, borca batık durumdan kurtulmalarına imkân sağlayan ve haklarında iflas kararı verilmesini önleyen bir kurumdur (AYMK., 25/7/2019 tarih, E.2017/18, K.2019/66). Böylece iflasın eşiğine gelmiş olmakla birlikte düzelme şansı olan şirketlerin faaliyette bulunarak tekrar mali durumlarını düzeltebilmelerine olanak tanınmaktadır (AYMK., 8.1.2009, E.2005/165, K.2009/4).
İflasın ertelenmesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 377. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 179., 179/a, 179/b ve 179/c maddelerinde düzenlenmiş; 28.2.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun’un 62. maddesiyle 6102 sayılı Kanun’un 377. maddesi değiştirilmek suretiyle iflasın ertelenmesi müessesesine maddede yer verilmemiş; anılan Kanun’un 65. maddesiyle 2004 sayılı Kanun’un iflasın ertelenmesine ilişkin hükümler içeren 179/a, 179/b ve 179/c maddeleri de yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece 6102 sayılı ve 2004 sayılı Kanunlarda düzenlenen iflasın ertelenmesi uygulamasına son verilmiştir. Diğer bir ifadeyle iflasın ertelenmesi kurumu hukuk sistemimizden tamamen çıkarılmış bulunmaktadır. 2004 sayılı Kanunu'na, 17.7.2003 günlü, 4949 sayılı İcra ve İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 50. maddesi ile eklenen, olay tarihinde yürürlükte bulunan, 179/b maddesinde, “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. ...
Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir; ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez. Kayyım, mahkemenin belirleyeceği sürelerde iflâsı ertelenenin faaliyetleri ve işletmenin durumu konusunda düzenli olarak mahkemeye rapor verir.
İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir. Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan şirketin veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına karar verebilir” denilmiştir.
Borca batık durumda olan (aktifi pasifini karşılayamayan) bir “sermaye şirketi”nin (veya “kooperatif”in) iflasın ertelenmesi talebinde bulunması üzerine, iflasın ertelenmesi yargılaması devam ederken diğer bir anlatımla, henüz “iflâsın ertelenmesine” karar verilmeden iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş olan şirket yetkilisinin talebi üzerine, mahkeme, “borçlu şirket hakkında başlamış olan icra takiplerinin durdurulması ve yeni takip yapılmaması” konusunda 179. madde kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gibi; ihtiyati tedbir talebinde bulunulmamış veya bu talep mahkemece yargılamanın devam ettiği aşamada yerinde görülmeyerek red edilmişse, yargılama sonucunda “iflâsın ertelenmesi” kararı veren mahkeme ayrıca yine 179. maddeye göre “borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmaması ve evvelce başlamış olan takiplerin durması” konusunda “ihtiyati tedbir” kararı verebilmektedir.
Olayda, davacı Şirketin, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E…. sayılı dosyasında devam eden iflasın ertelenmesi davasında, Mahkeme, daha önce verilmiş tedbir kararları kaldırılmış ise de, alacak miktarının %90’ından fazlasını elinde bulunduranların ve diğer alacaklıların yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettikleri, dosyada koşulların değiştiği, alacaklıların menfaatlerinin de gözetilerek ihtiyati tedbir kararı verilmesi koşullarının da değiştiği gerekçesiyle 03.12.2012 tarihinde yeniden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve “... İİK.’nın 206. madde 1.sıradaki alacaklar hariç olmak üzere; 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere davacı (Şirket) hakkında her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza istemi de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve yapılmış olan takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına” karar vermiştir. Buna göre, asıl borçlu Şirket hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmakla varsa önceden başlanmış bir takibe devam edilemeyecek ve yeni takip başlatılamayacaktır.
Şirket, ihtiyati tedbir kararı döneminde (veya “iflasın ertelenmesi kararı” verilmiş ise erteleme tarih aralığında) takip edilemeyeceğinden ve ihtiyati tedbir/iflasın ertelenmesi kararları verildiği tarihten sonra ileriye dönük olarak hukuki sonuç ve etkisini göstereceğinden, takip yasağından önce borçlu şirketten, amme alacağının tahsil edilemediği veya tahsil edilemeyeceğinin usulüne uygun olarak ortaya konulmuş olması halinde artık şirketin kanuni temsilcisi (veya ortağın) sorumluluğuna gidilebilecektir. Şirket hakkında verilen tedbir kararının bu aşamadan sonra kanuni temsilcinin takibine hukuki bir etkisi yoktur. Takip geldiği aşamadan sonra da devam eder. Şirketin mali durumunun iyileşme olasılığı neden gösterilerek kanuni temsilcinin takibi için beklenilmesine gerek yoktur.
Dosya içeriğinden, dava konusu ödeme emirleri içeriği amme alacağı için Şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin, 03.12.2012 tarihli tedbir kararından sonra, 2013, 2014, 2015’in muhtelif tarihlerinde Şirkete tebliğ edilerek akabinde malvarlığı araştırmalarının yapıldığı ve amme amme alacağının tahsil edilemeyeceğinin ortaya konulduğu görülmekle birlikte, asıl borçlu Şirketin bu takip aşamasında (ödeme emirleri düzenlenip tebliği, malvarlığı araştırması ve bunun sonucunda yapılan işlemler aşamasında) 03.12.2012 tarihli “ihtiyati tedbir kararı”nın halen devam edip etmediği diğer bir deyişle, takip yasağının yasada öngörülen sonuçlarını sürdürüp sürdürmediği anlaşılamamaktadır. Asliye Ticaret Mahkemesince koşulları oluştuğu kanaatine varılarak borçlu Şirket hakkında yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, tedbir kararı verildikten sonra, koşulların değişmesine bağlı olarak tedbir, tekrar, kaldırılabileceği gibi, asıl hükümde tedbir talep eden haksız çıkmışsa, mahkeme hükümle birlikte tedbirin de kaldırılmasına da karar verebilecektir. Buna göre Şirketin takibinin sürdürüldüğü tarihlerde, iflasın ertelenmesi kapsamında verilen 03.12.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararının mevcut olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Mahkeme kararında, bu anlamda, isabet yoktur.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi