13. Hukuk Dairesi 2017/9609 E. , 2018/2220 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile Terekenin Tespiti ve Mühürlenmesi davası için 12/10/2006 tarihinde avukatlık sözleşmesi yaptığını, sözleşme gereği ödenecek vekalet ücretinin, mahkemece hükmolunacak şeyin ya da paranın %10"u oranında olduğunu, davayı takip ederek görevini eksiksiz olarak tamamlandığını ve davanın 18/03/2009 tarihinde karara çıkarak sonuçlandığını, davalının vekalet ücreti ödemediği gibi 24/06/2009 tarihinde kendisini azlettiğini, azil işleminin kötü niyetli ve vekalet ücretini ödemekten kurtulmaya yönelik bir işlem olduğunu, bu nedenle ödenmesi gereken vekalet ücretinin avukatlık sözleşmesi gereğince davalıya babasından kalan terekenin kendi hissesine isabet eden kısmın %10"u olduğunu, tekereye konu malların değerinin belirlenmesinin gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000.00TL"nin azil tarihi olan 24/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 20.05.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 25.537,00TL olarak artırmıştır.
Davalı, davacının vekil olarak baktığı davanın tespit davası olduğunu, tereke konusu mallar üzerinde bir değer tespiti yapılmadığını, o nedenle sözleşmenin ücretle ilgili kısmının geçersiz ve fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ıslah dilekçesi talebi doğrultusunda davanın kabulü ile, 25.537,00TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (10.000,00TL"nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile, 15.537,00TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte) karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyize gelen davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, haksız azil nedeniyle, avukatlık sözleşmesi ile belirlenen bedelin davalıdan tahsilini istemiş; davalı, verilen avukatlık hizmetinin tespit davasına ilişkin olduğunu, sözleşmenin ücrete dair kısmının geçersiz ve fahiş olduğunu savunmuş; mahkeme azlin haksız olduğunu benimsemek suretiyle, vekillik hizmeti sunulan Terekenin Tespiti davası sonucunda davalı hissesine düşen kısmın değerini bilirkişi marifetiyle tespit ederek, sözleşme gereği %10 nisbetinde vekalet ücreti takdiriyle, davanın kabulüne karar vermiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde, davacı avukatın davalının vekili olarak takip ettiği dava, "Terekenin Tespiti ve Mühürlenmesi" olmakla delil tespitine yöneliktir. Davanın bu niteliği gözetildiğinde, avukatlık ücretinin maktu verilmesi gerekir. Hal böyleyken, mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle, tespit edilen terekenin değerinin araştırılması ve onun üzerinden sözleşmeye göre nisbi vekalet ücreti tayini, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.