14. Hukuk Dairesi 2016/14580 E. , 2019/3676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.04.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin murisi ... ’nin dul vefatı ile ölü kızı ...’nın oğlu olduğundan bahisle mirasçısı olduğunu, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2004/420 Esas, 2004/518 sayılı Karara istinaden muris Sofia Valavani gaip olması nedeniyle, 1176 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki muris adına kayıtlı 32/192 hissenin iptal edilerek ... Vakfı adına tescil edildiğini, yine Hazine hasım gösterilmek suretiyle aldıkları murise ait ... . Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/282 Esas, 2014/794 Karar sayılı mirasçılık belgesinde de mirasçı olarak gösterildiklerini beyan ederek muris ... ’ye ait mirasçılık belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüyle Yunan tebaalı muris ... i"nin mirası 2 pay kabul olunarak; 1 payının ... ve ..."dan olma Yunan Vatandaşı, 1954 doğumlu, Haralambos ..."a, 1 payının ... ve ..."dan olma Yunan Vatandaşı, 1956 doğumlu, ..."a verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK m. 7). Hakim çekismesiz yargıda re"sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir. Hukukumuzda mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davaların kural olarak hasımsız olarak açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekmekte ise de, hukuki yarar bulunması koşulu ile bu tür davaların uyuşmazlık çıkaran kişiler hasım gösterilmek suretiyle hasımlı olarak açılması ve çekişmeli yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması da mümkün bulunmaktadır.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir.
Yabancıların taşınmaz edinimi ve mirasçılığı Türk Hukukunda sıklıkla mevzuat değişikliklerine konu olmuş olup Cumhuriyet"ten önceki dönemde 1868 tarihine kadar Osmanlı Devletinde bir kısım istisnalar hariç yabancı gerçek kişilerin taşınmaz mal edinmelerine ilişkin bir hak tanınmamıştır. 08.06.1868 tarihinde kabul edilen "Tebaa-i Ecnebiyenin Emlâke Mutasarrıf Olmaları Hakkında Kanun" (Safer Kanunu) ile buna dayalı imzalanan 09.06.1868 tarihli Protokol uyarınca Hicaz toprağı hariç Fransa, İsveç, Norveç, Belçika, İngiltere, Avusturya, Danimarka, Prusya, İspanya, Yunanistan, Rusya, İtalya, Felemenk, ABD, Portekiz, İran ve Romanya vatandaşlarının Osmanlı tebasıyla eşit durumda bulundukları kabul edilmiş ve bu durum kapitülasyonların kaldırılması hakkındaki kanunun yürürlüğe girdiği 1914 yılına kadar devam etmiştir. 24.07.1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması ile yabancıların taşınmaz edinmelerinde karşılıklılık aranacağı hükme bağlanmıştır. 22.12.1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 35. maddesinde sınırlamaya ilişkin diğer kanuni hükümler saklı kalmak üzere ve karşılıklı olmak şartıyla yabancı gerçek kişilere Türkiye"de taşınmaz edinme ve miras hakkı tanınmıştır. 6302 sayılı Kanun ile Tapu Kanununun 35. maddesinde değişiklik yapılarak yabancı uyruklu gerçek kişilerin edindikleri taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni hakların toplam alanının özel mülkiyete konu ilçe yüzölçümünün yüzde onunu ve kişi başına ülke genelinde otuz hektarı geçemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; ... . Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/282 Esas, 2014/794 Karar sayılı dosya esas alınarak Türkiye-Yunanistan arasında karşılıklılık olduğu kabul edilmiş ise de ... . Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/282 Esas, 2014/794 Karar sayılı dosya içerisindeki 23.05.2014 tarihli belgede karşılıklılık, Yunan makamlarından alınan Ölüm Olayı Nüfus Sicil Belgesinde beyan edilen, murisin ölüm tarihi olan 26.09.1984 tarihi esas alınarak belirtilmemiştir. Mahkemece yeniden inceleme yapılarak özellikle murisin ölüm tarihi de belirtilmek suretiyle, bu tarihe göre Türkiye-Yunanistan arasında taşınmazların miras yoluyla intikaline ilişkin hukuki ve fiili uygulama olup olmadığının sorularak hüküm kurulması gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.