19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/11145 Karar No: 2020/1859 Karar Tarihi: 24.02.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/11145 Esas 2020/1859 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, kanunun bir hükmü gereği sanığa haklarının öğretilmesi yükümlülüğü kapsamında, suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarı hesaplanarak bu tutarın ödemesinin adil yargılanma hakkının bir unsuru olduğu açıklanmadan hüküm kurulmuştur. Bu nedenle, hüküm bozulmuş ve dosya yeniden incelenmek üzere mahkemeye gönderilmiştir. Kanunun ilgili madde hükümleri 5/2. maddesi ve 3. maddesidir. Suça konu eşya ise bandrolsüz sigaralardır.
19. Ceza Dairesi 2019/11145 E. , 2020/1859 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, 5607 sayılı Kanun’un 5/2. maddesinin "Yedinci fıkrası hariç, 3"üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz" hükmünü içermesi karşısında, sanığa soruşturma ve kovuşturma evrelerinde suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarı hesaplanarak bu tutarın ödemesinin, adil yargılanma hakkının bir unsuru olan “haklarının öğretilmesi yükümlülüğü” kapsamında, usulüne uygun olarak hukuki sonuçlarıyla birlikte açıklanmadığı anlaşıldığından, sanığa bu hak tanınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, 2-Suça konu sigaraların bandrolsüz olduğuna ilişkin tereddüt olmadığının anlaşılması karşısında; suçun sübutu ve nitelendirilmesi açısından etkisi olmadığı halde bilirkişi tayin edilerek, sanığa sebep olmadığı keşif ve bilirkişi ücretinin yükletilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.