23. Ceza Dairesi 2015/1813 E. , 2015/333 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Suçun bu nitelikli halinin oluşabilmesi için, bankaya ait mal ve hizmetler ile fonksiyonlarının kullanılması yeterli olup suçun mağdurunun kim olduğunun nitelikli halin oluşumu bakımından ayrıca bir önemi bulunmamaktadır. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Sanıkların ... İnşaat Taahhüt Nakliye Ticaret Limited Şirketi"nin ortakları oldukları, sanık ..."nın da anılan şirketi temsil etme hususunda tek başına yetkili olduğu, sanık ..."ın, yetkisi bulunmadığı halde, şirketin Finans Katılım Bankası şubesi nezdinde bulunan çek hesabından, 01/07/2007 keşide tarihli, 5920 TL bedel içeren çeki düzenledikten sonra bir ticari alışverişe istinaden aldığı mal karşılığında katılan şirkete vererek haksız menfaat temin ettiği, diğer sanık ..."nın ise bu durumdan haberdar olması nedeniyle her iki sanığın fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
Yargılama konusu olan çekin katılan tarafından ilgili bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız kaldığının tespit edilmesinin dışında tahrifat yapılarak çekin sahte oluşturulduğuna dair herhangi bir belirlemenin söz konusu olmadığı, sanık ..."ın aşamalarda verdiği ifadelerinde; söz konusu çek üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu ve ticari bir alışveriş kapsamında katılan şirkete aldığı mal karşılığında verdiğini, borcunu kabul ettiğini, ancak adı geçen şirketin ortağı olduğunu ve imza yetkisinin de kendisine şirket müdürü sanık ... tarafından bir vekaletname ile devredileceğini savunduğu, şirket müdürü sanık ..."nın, yargılama aşamasında verdiği ifadesinde; suça konu çeki kendisinin düzenlediğini; ancak imzalamadığını, sanık Hüseyin"in demir alacağından haberinin olduğunu beyan ettiği ve katılan şirket yetkilisi olan İbrahim ..."nın yargılama aşamasındaki ifadesinde; sanıklara bir kaç kez demir sattığını, her iki sanığın birlikte demir almaya geldiklerini, söz konusu çeki birlikte verdiklerini, çekin karşılığının çıkmadığını belirttiği, böylelikle, sanıklar ile katılan arasında mal alışverişine dayanan ticari bir ilişkinin bulunduğunun dosya kapsamına göre sabit olduğu, sanıkların, bu ticari ilişki sürecinde katılan şirkete yönelik herhangi bir hileli davranışta bulunarak katılanı aldattıklarına veya haksız menfaat temin etmeye yönelik bir davranış sergilediklerine dair herhangi bir delilin söz konusu olmadığının anlaşılması karşısında; sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından, sanık ... hakkında ise nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatlerine yönelik kabullerde bir isabetsizlik görülmemiş ve tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye itibar edilmemiştir.
1- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sanık ... müdafiinin ücreti vekalete ilişkin temyizinde;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13.maddesinin 5.fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "Sanık ..."nın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 2.200 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.