17. Hukuk Dairesi 2016/5081 E. , 2019/1137 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili, davalılar ..., ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki, işleteni, trafik sigortası olduğu otobüsün tek taraflı trafik kazası sonucunda otobüsün içinde yolcu olarak bulunan davacı yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili, davalılar ...,... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili ile davalılar ..., ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacı, ... Aile Hekimliğinde doktor olarak çalıştığını, maluliyetinden dolayı tedavi giderlerini, yol masraflarını, refakatçi giderini, iş gücü kaybını, haksız yarışmadan dolayı uğradığı zararı ile 3 ay çalışamadığı döner sermayeden mahrum kaldığını belirterek maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre davacının vücut genel çalışma gücünden %40.2 oranında kaybettiği görülmektedir. Mahkemece davacının zararını belirlemek için 03.04.2013 tarihli hesap raporu alınmış, rapora göre davacının kazanç durumu dosyadaki ücret bodrolarına göre asgari ücretin 7.33 katı olarak tespit edilerek,3 ay geçici iş göremezlik, 3 ayın bitiminden itibaren sürekli iş göremezlik zararı hesaplanmıştır. Davacı vekili tarafından 12.04.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile hesap raporuna itiraz etmediği, rapor doğrultusunda maddi tazminat taleplerini yükselttiği anlaşılmaktadır.
Bir kısım davalıların itiraz etmesi üzerine 28.08.2015 tarihli ek rapor alınmıştır. Mahkemece hükme esas alınan 28.08.2015 tarihli rapora göre ise davacının geliri asgari ücret düzeyinde kabul edilerek sürekli iş göremezlik zararı hesaplama yapılmıştır. Davacının ... Aile Hekimliğinde doktor olarak çalıştığı ve dosya içerisinde de olay tarihinden ilk rapor tarihine kadar olan maaş bodrolarına bulunduğu gözetilerek gerçek geliri(döner sermaye geliri ve aylık maaşı) belirlenip bu miktarlara göre sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili ile davalılar ..., ... vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili ile davalılar ..., ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili ile davalılar ..., ... vekilinin, vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü, ... ve ..."a geri verilmesine 07/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.