19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/10458 Karar No: 2020/1851 Karar Tarihi: 24.02.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/10458 Esas 2020/1851 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında gümrük kaçakçılığı suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmü temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede, mahkemenin verdiği hükümde hata bulunmamaktadır. Ancak gümrük kaçakçılığı suçunun devletin egemenlik hakkının ihlali ve vergi kaybına sebep olması nedeniyle önemli bir suç olduğu vurgulanmıştır. Sanığın daha önce işlediği benzer suçlar da dikkate alınarak, hakkında TCK'nin 43/1. maddesi uygulanıp uygulanamayacağı tartışılmıştır. İnceleme sonucunda, hükmün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemenin hüküm açıklaması esnasında uygulanacak kanun maddeleri ise 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesidir. Ayrıca Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararının etkisi de dikkate alınmalıdır.
19. Ceza Dairesi 2019/10458 E. , 2020/1851 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisinin ihlalidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle; Sanık hakkında UYAP ortamında yapılan araştırmada 23/12/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/105 Esas sayılı dosyasında verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizce aynı gün 2019/17404 Esas sayılı dosya üzerinden incelenerek bozulmasına karar verildiğinin ve 30/11/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan Bismil 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/250 Esas sayılı dosyasında verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizce aynı gün 2019/13815 Esas sayılı dosya üzerinden incelenerek bozulmasına karar verildiğinin ve 19/08/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/810 Esas sayılı dosyasında verilen mahkumiyet hükmünün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nda 2016/68307 E. Sayısı ile kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında; Anılan davalar ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı, aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, a-Kabule göre de; 1-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, 2-Suça konu sigaraların bandrolsüz olduğuna ilişkin tereddüt olmadığının anlaşılması karşısında; suçun sübutu ve nitelendirilmesi açısından etkisi olmadığı halde bilirkişi tayin edilerek, sanığa sebep olmadığı bilirkişi ücretinin yükletilmesi, 3-Açılan davanın niteliğine göre, suçtan zarar gören ve davaya katılmasına karar verilen Gümrük idaresi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.