Esas No: 2000/7381
Karar No: 2002/2453
Karar Tarihi: 18.06.2002
Danıştay 7. Daire 2000/7381 Esas 2002/2453 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İkrazatçılık yaptığından bahisle davacı adına yapılan tarh ve ceza kesme işlemlerinin kısmen iptali için açılan davada, davacının ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ve faiz geliri elde ettiği sonucuna varıldığı ancak özel usulsüzlük cezası kesilmesinin yasal koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle cezanın iptal edilmesi gerektiği kararı verilmiştir. Temyiz başvuruları reddedilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinde belirtilen belgeleri vermemek ve almak için özel usulsüzlük cezası kesilebileceği belirtilmiştir. Ancak bu durumun davacının ikrazatçılık faaliyeti ile ilgisi olmadığı ve yürütülen işlemin yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği kararı verilmemiştir.
Kanun maddeleri: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353, 232, 234, 235 ve 236. maddeleri.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/7381
Karar No: 2002/2453
Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1) ...
2) Güzelhisar Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı adına, ikrazatçılık yaptığından bahisle 1999 takvim yılının muhtelif dönemleri için salınan banka ve sigorta muameleleri vergisine ve kesilen vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; olayda, davacının ilgili dönemde birden fazla kişiye ödünç para verdiğinin, gerek inceleme sırasındaki ifadesi ve gerekse borç alan şahısların ifadeleri ile sabit olduğu; çeşitli tarihlerde icra takibine konu edilen senetler ile banka hesaplarına, borç para aldıklarını ifade eden borçlular tarafından ödenen ve havale edilen tutarların ticari ilişkiden kaynaklandığının davacı tarafından kanıtlanamaması ve aralarında yakın akrabalık ya da iş ilişkisi bulunmayan şahıslara karşılıksız olarak borç verilmemesinin normal ve mutad olmaması karşısında, davacının ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ve faiz geliri elde ettiği sonucuna varıldığı; ancak, özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için, 213 sayılı Kanunda öngörülen koşulların olayda gerçekleştiği yolunda tespit bulunmadığı gerekçesiyle ceza kesme işleminin anılan cezaya ilişkin kısmının iptali, davanın bundan fazlaya ilişkin kısmının ise reddi yolundaki ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve E:...; K:... sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının, inceleme raporu doğrultusunda yapılan işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek davalı idare tarafından; davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasının da, tahmin ve varsayıma dayalı işlem tesis edildiği, akaryakıt ve hayvan ticaretinden kaynaklanan işlemlerin dikkate alınmadığı ileri sürülerek davacı tarafından bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Taraflarca savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi ...'in Düşüncesi: Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemleri reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvuruları, ikrazatçılık yaptığından bahisle davacı adına re'sen yapılan tarh ve ceza kesme işlemlerinin kısmen iptali, kısmen de davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, mahkeme kararının, davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasını bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin temyiz istemine gelince:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde 232, 234, 235 ve 236'ncı maddeler gereğince verilmesi ve alınması icap eden fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine, her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için maddede belirtilen miktarlardan aşağı olmamak üzere, bu vesikalara yazılması gereken meblağın yüzde üçü (çiftçiler için yüzde biri) nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği öngörülmüştür.
Olayda, davacının ödünç para verip, karşılığında faiz geliri elde ettiği halde fatura düzenlemediğinden bahisle özel usulsüzlük cezası kesilmişse de, özel usulsüzlük cezası 213 sayılı Kanunun anılan 353'üncü maddesinde sayılan belgeleri vermesi ve alması gerektiği halde vermeyen ve almayan vergi mükellefleri adına kesilebileceğinden; olayda, vergi idaresinin bilgisi dışında yasalara aykırı bir şekilde yürütldüğü ikrazatçılık faaliyeti dolayısıyla fatura düzenlenmesi söz konusu olmayan davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmesi yerinde bulunmadığından, Mahkeme kararının, özel usulsüzlük cezası kesilmesine ilişkin işlemin iptali yolundaki hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, tarafların temyiz istemlerinin reddine, mahkeme kararının onanmasına, hüküm altına alınan vergi ve ceza tutarı üzerinden binde 7.2 oranında ve … liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra kalan tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.