16. Hukuk Dairesi 2017/5943 E. , 2020/3543 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Yargıtay bozma ilamından sonra davacı tarafın 21.11.2012 hakim havale tarihli dilekçesi ile sadece davalı ..."ın tapu kaydındaki 154/288 payına karşı dava açtıklarını belirterek bu paya yönelik olarak tapu iptal ve tescile karar verilmesini talep etmiş olmaları karşısında, Mahkemece, davalı ..."ın tapu kaydındaki 154/288 payına yönelik olarak işin esasına girip bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 103 ada 19 parsel sayılı taşınmazda ... adına kayıtlı olan 154/288 paya tekabül eden ve fen bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 4,43 metrekare yüzölçümlü ve (E) harfi ile gösterilen 16,47 metrekare yüzölçümlü toplam 20,90 metrekare yüzölçümlü bölümün ifrazı ile iptaline, bu kısmın davacıya ait 103 ada 18 parsele eklenerek 103 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 175,9 metrekare olarak davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, dava konusu taşınmazın temyize konu edilen (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerinin davacıya ait 103 ada 18 parsel sayılı taşınmaz kapsamında kalması gerektiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Dava konusu 103 ada 19 parsel sayılı taşınmaz, belgesiz zilyetlik yolu ile davalı müteveffa ... ve paydaşları adına tespit ve tescil edilmiş olup, davacı ..., zilyetliğe dayalı olarak kendisi adına tescil edilen 103 ada 18 sayılı parsele dahil olması gereken bölümün 103 ada 19 sayılı parsel içerisinde tespit gördüğünü ileri sürerek, bu bölümün davalı ..."ın payı oranında iptali ve adına tescilini talep etmiş olması karşısında uyuşmazlığın, zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Mahkemece, davacının dava konusu edilen bölüm üzerindeki ve yine belirtilen sınıra kadar olan bölümde ne şekilde zilyet olduğu hususu yeterince araştırılmamış, arada sınır olduğunu iddia ettiği dut ağacı ile sınır yeri olarak kabul edilen duvar hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda işaretlenmemiş ve eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca ulaşabilmek için Mahkemece öncelikle, çekişme konusu bölümün neresi olduğu belirlenmeli, bundan sonra bu bölümde davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı ve bu kapsamda mahallinde, elverdiğince yaşlı, taşınmazları bilen ve tarafsız kişilerden seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, davacının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, sınır kabul edilen bölüme kadar zilyetliğini ne şekilde sürdürdüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisinden, keşfi ve yapılan uygulamayı izlemeye ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki alınmalı, taraflarla, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdikleri sınırların raporda işaretlenmesi istenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına zilyetlik koşullarının gerçekleştiğinin kabul edilmesi halinde, uyulan bozma ilamında da değinildiği şekilde davanın paya yönelik olduğu gözönünde bulundurularak davalı müteveffa ... payı ile sınırlı olarak karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, paylı mülkiyete tabi taşınmazda davalı müteveffa ... hissesinin zeminde nereye karşılık geldiğinin belirlenmesi mümkün olmadığı halde, infazı mümkün olmayacak şekilde, bu bölümün ifrazı ile davalıya ait hissenin iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.09.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.