Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/20235 Esas 2018/5627 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20235
Karar No: 2018/5627
Karar Tarihi: 08.11.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/20235 Esas 2018/5627 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı tarafından kendisine ait olmayan bir senet üzerinden takibe geçildiğini belirterek, borçlu olmadığının tespiti ve ödenen kısmın iadesini talep etmiştir. Mahkeme, takibe konu senet üzerindeki kefil imzasının davacıya ait olmadığına ve davalının senedi ciro yoluyla aldığına karar vermiştir. Ancak bilirkişi raporu hükme esas alınırken, imza incelemesine konu senedin keşide tarihinden önceki tarihli, davacıya ait belge asılları getirtilmemiş ve eksik inceleme yapılmıştır. Bu nedenle yerel mahkeme hükmü bozularak, dosyanın konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yeniden incelenmesi gerektiği kararlaştırılmıştır.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu madde 85: Senet üzerindeki imzaların sahte olduğu iddiası
- Türk Ticaret Kanunu madde 739: Bononun ciro edilmesi
- HUMK madde 308: Bilirkişi incelemesi hakkında karar verilmesi ve inceleme süreci.
19. Hukuk Dairesi         2016/20235 E.  ,  2018/5627 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalı tarafından 5.000 TL bedelli senede dayalı olarak takibe geçildiğini, bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığını, davacının borcu bulunmadığını, keşideci hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, icra baskısı ile davacının bir kısım ödemede bulunduğunu belirterek davacının borçlu olmadığının tespiti ile ödenen kısmın iadesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının senedi ciro yoluyla aldığını, bono üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takibe konu senet üzerindeki kefil imzasının davacıya ait olmadığının anlaşıldığı, davalının ciro yoluyla senedi aldığı bu nedenle kötüniyetli olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, imza incelemesine konu senedin keşide tarihinden önceki tarihli, davacıya ait belge asılları getirtilmeksizin rapor düzenlenmiş olup, söz konusu rapor hükme esas alınamaz. Mahkemece davacının samimi imzalarını içeren, senet keşide tarihinden önceki tarihli belge asılları getirtilerek, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yeniden rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.