Esas No: 2016/7326
Karar No: 2021/6530
Karar Tarihi: 20.05.2021
Danıştay 6. Daire 2016/7326 Esas 2021/6530 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/7326
Karar No : 2021/6530
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- …Büyükşehir Belediye Başkanlığı- …
VEKİLİ : Av. …
2- …Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : ..
VEKİLİ : Av. …
DAVACI YANINDA MÜDAHİL : …
İSTEMİN ÖZETİ : … İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazın ihdasına ilişkin Zeytinburnu Belediye Encümenin … tarih ve … sayılı kararı, anılan taşınmazın Zeytinburnu Müftülüğüne 30 yıl süre ile tahsisine ilişkin Zeytinburnu Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı, taşınmaza ilişkin … tarih ve … sayılı avan projesi, … tarih ve … sayılı yapı ruhsatı, … tarih, … sayılı işlem ve bu işlemlerin dayanağı olan 06.12.2007 onay tarihli 1/1000 ölçekli Zeytinburnu Uygulama İmar Planı ile anılan planın onaylanmasına ilişkin Zeytinburnu Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile 23.03.2007 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu imar planları ile uyuşmazlığa konu taşınmazın sosyal donatı alanı olan park alanı işlevinin dini tesis alanı olarak değiştirildiği, kaldırılan sosyal donatı alanına eş değer bir alanın ayrılmadığı, 771 m2 büyüklüğündeki taşınmazın bu haliyle Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte belirlenen asgari alan büyüklük standardını sağlamadığı, taşınmazın dini tesis alanı yönünden oldukça sınırlı bir alanda yeraldığı, yaya hareketliliği yüksek olan dini tesis alanının birden fazla taşıt türüne açık ulaşım aksı üzerinde yer alması nedeniyle güvenli geçiş imkanına sahip olmadığı, yer seçimi kriterleri yönünden şehircilik ilkelerine uygun olmadığı anlaşıldığından dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planında ve bu imar planlarına dayanılarak tesis edilen diğer işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVALILARIN İDDİALARI :
… Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; davacının dava açmada kişisel, meşru ve güncel menfaatinin bulunmadığı, davanın süresinde açılmadığı, kamuya ait olan uyuşmazlığa konu taşınmazın dini tesis kullanımıyla yine kamunun kullanımına ayrıldığı, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, üstün kamu yararının gözetildiği, dava konusu imar planlarının birbirleriyle ve üst ölçekli imar planlarıyla uyumlu olduğu, temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
…Belediye Başkanlığı tarafından; davanın süresinde açılmadığı, dini tesis olarak belirlenen uyuşmazlığa konu parselin mülkiyetinin … Belediye Başkanlığına ait olduğu, davacı tarafından sadece … Sitesi sakinlerinin kullanımına bırakılmaya çalışıldığı, bölgede yapımı tamamlanacak olan öğrenci yurdu ile cami ihtiyacının artacağı, kamuya ait bir alanın kamunun kullanımına açılması yolunda üstün kamu yararı gözetilerek tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından; temyize konu kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davacı Yanında Müdahilin tarafından; Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
12.10.1987 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planı doğrultusunda hazırlanan avan proje kapsamında … ada … ve … parsel sayılı taşınmazların tevhidi ile yeni parsellerin ihdas edilerek ihdas dışında kalan alanların yol, otopark ve yeşil alan olarak kamuya bedelsiz terk edildiği, bu alanların 23.06.2000 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planında "12.10.1987 1/5000 ölçekli NİP Şartları Geçerli Alan" olarak kısmen yol ve kısmen yeşil alan lejantında kaldığı, davaya konu 23.03.2007 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 06.12.2007 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile … ada, … parsel sayılı taşınmazın kısmen yol, kısmen dini tesis alanı olarak belirlendiği, söz konusu taşınmazın … tarih ve … sayılı Belediye Encümeni Kararı ile ihdasen oluşturulduğu ve Zeytinburnu Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile 30 yıl süre ile Zeytinburnu Müftülüğüne tahsis edildiği, … Bilim Kültür Eğitim Yardımlaşma Derneği tarafından cami inşaa edilmek üzere Zeytinburnu Müftülüğü ile Dernek arasında protokol yapıldığı, … tarihli …sayılı Zeytinburnu Belediye Başkanlığı işlemi ile avan projenin onaylandığı, … tarihli … sayılı yapı ruhsatının düzenlendiği, davacı tarafından dava konusu taşınmazı kapsayan alanda yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kabulüne yönelik … Belediye Meclisi kararı ile bu karar doğrultusunda yapılan davaya konu uygulama işlemlerinin iptali istemiyle … Belediye Başkalığına yapılan başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
3194 sayılı İmar Kanununun “Tanımlar” başlıklı 5. maddesinde; Nazım İmar Planı; (Değişik:29/11/2018-7153/10 md.) varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevredüzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plandır.Uygulama İmar Planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
İşlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve plan yapımına dair teknik kuralları belirleyen Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 17. maddesinde; "Nazım planlar üzerinde gösterilen teknik ve sosyal altyapı alanlarının konum ile büyüklükleri, toplam standartların altına düşülmemek şartı ile uygulama planlarında değiştirilebilir." 27. maddesinde, "İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik alt yapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için:
1) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik alt yapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık ve kuruluşların görüşü alınacaktır.
2) İmar planındaki bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılabilmesi ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir.
3) İmar planında yeni bir sosyal ve teknik alt yapı alanı ayrılması durumunda 1 inci bentdeki esaslara uyulur.
4) Plan müellifinin gerekçeli uygun görüşünün alınması şarttır." düzenlemeleri yer almaktadır.
Dava konusu işlem tarihinden sonra yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "İmar planı değişiklikleri" başlıklı 24.maddesinde, " İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır.
(2) İmar planlarında sosyal ve teknik altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi esastır. Yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren plan değişikliği yapılamaz.
(3) İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için:
a) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık veya kuruluşların görüşü alınır.
b) İmar planında yer alan yol hariç sosyal ve teknik altyapı alanlarının ve kamuya ait sosyal ve kültürel tesis alanlarının kaldırılabilmesi veya küçültülmesi ancak bu tesislerin hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Eşdeğer alanın ayrılmasında yüzölçümü ve konum özellikleri korunur. Bu alanların yerinin değiştirilmesinde, mevcut plandaki hizmet etki alanına göre aynı uygulama etabı veya bölge içinde kalması, yaya erişim mesafelerinin dikkate alınması ve yeni tespit edilen alanın tesisin yapılmasına müsait olması zorunludur.
c) Düzenleme ortaklık payından elde edilen alanların yüzölçümleri toplamının altına düşülmemek kaydıyla, plan değişikliği ile kaldırılan yol alanlarının miktarları, düzenleme ortaklık payından oluşturulan park, çocuk bahçesi, meydan gibi açık ve yeşil alanlarda kullanılabilir. Ancak yol hariç düzenleme ortaklık payına tabi bir kullanımın kamu ortaklık payına tabi bir kullanıma dönüştürülmek istenilmesi halinde, düzenleme ortaklık payına tabi alanın hizmet edeceği etki alanında eşdeğer bir alan ayrılır..."kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İmar planları; çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak amacıyla kentin yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresinde ve gerekse çeşitli alanlar arasında olan bağlantılar, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenliği ve sağlığı ile ilgili konularla sosyal adalet ilkeleri de gözönünde bulundurularak hazırlanır ve koşulların değişmesi halinde yasalarda öngörülen yöntemlerle değiştirilebilir.
Bu değişiklik, imar planlarının askı süresi içinde yapılan itirazlar değerlendirilmek suretiyle yapılabileceği gibi, yürürlüğe girdikten sonra da gelişen ve değişen ihtiyaçlar gözetilerek de gerçekleştirilebilir.
İmar planlarının yargısal denetimi sırasında şehircilik ilkeleri, planlama esasları, imar planlarının bütünlüğü, genel yapısı, kapsadığı alanın nitelikleri, bölgenin ihtiyaçları ve çevrenin korunması gibi olguların yanında kamu yararı ilkesinin de gözetilmesi zorunludur.
İbadet yeri (dini tesis alanı), dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarih itibariyle yürürlükte olan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinde park, çocuk bahçesi, yeşil saha ile birlikte düzenleme ortaklık payıyla oluşturulacak alanlar arasında sayılmıştır.Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 15. maddesinde; ibadet yeri, kamu hizmeti için kullanılacak umumi bina tanımına dahil edilmiş, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3. maddesinde de, sosyal alt yapı kavramı içinde tanımlanmış olup, anılan Yönetmeliğin kentsel, sosyal ve teknik alt yapı alanlarını gösteren Ek-1 tablo içinde 0,5 m²/kişi oranıyla yer almış, resmi tesislerin büyüklüğünü gösteren Ek-1/e tabloda da, asgari alan büyüklüğüne ilişkin m² değerleri belirlenmiş ve 2500 m²'den, 10.000 m²'ye kadar ibadet yeri yapılabileceği öngörülmüştür.
İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporda, dava konusu imar planları ile …ada, … parsel sayılı taşınmazın sosyal donatı alanı olan park alanı işlevinin dini tesis alanı olarak değiştirildiği, kaldırılan sosyal donatı alanına eş değer bir alanın ayrılmadığı, fonksiyon değişikliği yapılırken Park ve Bahçeler Müdürlüğünün görüşünün alınmadığı, dini tesis alanı ile 10.000 kişiye hizmet etmesinin amaçlandığı, bunun için en az 5000 m2'lik alana ihtiyaç duyulduğu ancak taşınmazın 771 m2 olduğu, bu haliyle Plan Yapımına Dair Yönetmelikte belirlenen asgari alan büyüklük standardının sağlanmadığı, taşınmazın dini tesis alanı yönünden oldukça sınırlı bir alanda yeraldığı, yaya hareketliliği yüksek olan dini tesis alanının birden fazla taşıt türüne açık ulaşım aksı üzerinde yer alması nedeniyle güvenli geçiş imkanına sahip olmadığı, yer seçimi kriterleri yönünden şehircilik ilkelerine uygun olmadığı belirtilmiş ancak planlama alanındaki camilerin sayısı, kapasitesi, uyuşmazlığa konu parsele mesafesi, bölgedeki ibadethanelerin ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı husususlarında gerekli inceleme ve araştırma yapılmadığı görülmüştür.
İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda her ne kadar yer seçimi ve asgari büyüklük açısından dava konusu plan değişikliğinin şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olmadığı belirtilmiş ise de, alanın yapılaşmasını çok büyük ölçüde tamamlamış olması ve dini tesis alanı olarak belirlenebilecek alternatif alanların yetersizliği nedeniyle yer seçiminin ve asgari büyüklük standardının sağlanamamasının fiili durumdan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta açıklığa kavuşturulması gereken bir diğer husus ise bölgede dini tesis alanına ihtiyaç olup olmadığı ve taşınmazın park alanı kullanımının kaldırılarak dini tesis alanı olarak belirlenip belirlenemeyeceğidir.
Dairemizin 17/11/2020 tarihli, E:2016/7326 sayılı ara kararıyla İstanbul İl Müftülüğü ile Zeytinburnu İlçe Müftülüğünden dava konusu imar planlarının yapımı aşamasında veya onaylanmasından sonraki bir aşamada il veya ilçe müftülüğünce taşınmazın dini tesis alanına alınmasına yönelik görüş verilip verilmediği, verilmediyse uyuşmazlığa konu taşınmazı kapsayan planlama alanında dini tesis alanı ihtiyacı bulunup bulunmadığının sorulmasına karar verilmiş, Zeytinburnu İlçe Müftülüğü tarafından Danıştay Altıncı Dairesinin E:2016/12173 sayılı dosyasına sunulan ve 10.03.2021 tarihinde kayda giren dilekçede taşınmazın dini tesis alanına alınmasına ilişkin dava konusu imar planlarıyla ilgili müftülük görüşünün alınmadığı, taşınmazın çevresinde yürüme mesafesinde sadece 60 m2'lik 150 cemaat kapasiteli … Mescidi ile 300 m2'lik 650 cemaat kapasiteli … Camii'nin bulunduğu ve bu iki ibadethanenin de civardaki nüfus dikkate alındığında yetersiz kaldığı, uyuşmazlığa konu taşınmazda cami yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir.
İşlem tarihi itibariyle yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin Tanımlar Başlıklı 3. maddesinde Sosyal Altyapı, sağlıklı bir çevre meydana getirmek amacı ile yapılması gereken eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanlara verilen genel isim olarak tanımlanmış, 27. maddesinde de imar planlarında bulunan sosyal alt yapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine
dair plan değişikliklerinin zorunluluk olmadıkça yapılamayacağı, zorunlu hallerde böyle bir değişikliğin yapılabilmesi için, imar planındaki bir sosyal altyapı alanının kaldırılabilmesinin ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
Sosyal alt yapı niteliğindeki taşınmazlarla ilgili plan değişikliklerine saptanan kriterler doğrultusunda bir takım koşullar getirilmesindeki temel amaç bu yerlerin sağlıklı bir çevre oluşturmaları için korunmalarını sağlamaktır. Bu
amacın gerçekleştirilmesi anılan yerlerin bulundukları alanda ihtiyaç duyulan ve en etkin bir biçimde hizmet götürebilecekleri işlev doğrultusunda değerlendirilmeleriyle mümkündür.
Bu itibarla, uyuşmazlık konusu taşınmazın park alanından dini tesis alanına dönüştürülmesine ilişkin plan değişikliğinin sosyal altyapı tanımı kapsamındaki iki işlevden birisinin diğerine üstün kamu yararı görüşü
doğrultusunda seçimi olarak değerlendirilmelidir.
Planlama anlayışında, kentsel ve sosyal donatı alanlarının işlevsel olarak kullanımını sağlamak bakımından kamu yararına dönük olmak şartıyla bölge sakinlerinin öncelikli istek ve ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Nitekim, Zeytinburnu İlçe Müftülüğü tarafından uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinde bulunan ibadethanelerin gerek sayı gerekse kapasite olarak yetersiz kaldıkları, alanda cami yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir.
Bu durumda, planlama alanında mevcut ibadethanelerin sayısının ve kapasitesinin yetersiz kaldığı ve bölgedeki nüfusa hizmet edecek dini tesis alanına ihtiyaç duyulduğu dikkate alındığında, fiilen otopark olarak kullanılan aktif yeşil alan kapsamında bulunmayan taşınmazın park alanı fonksiyonunun kaldırılarak bir başka sosyal altyapı alanı olan dini tesis alanına dönüştürülmesinde üstün kamu yararı bulunması nedeniyle dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama ile 1/5000 ölçekli nazım imar planında ve bu imar planlarına dayanılarak tesis edilen işlemlerde bölgenin ihtiyaçlarına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
İşlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve plan yapımına dair teknik kuralları belirleyen Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 27. maddesinde, "İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik alt yapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için:
1) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik alt yapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık ve kuruluşların görüşü alınacaktır.
2) İmar planındaki bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılabilmesi ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir.
3) İmar planında yeni bir sosyal ve teknik alt yapı alanı ayrılması durumunda 1 inci bentdeki esaslara uyulur.
4) Plan müellifinin gerekçeli uygun görüşünün alınması şarttır." kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu imar planları ile kaldırılan park alanı için eş değer yeni bir alanın ayrılmadığı, taşınmazın dini tesis alanı yönünden oldukça sınırlı bir alanda yeraldığı, yaya hareketliliği yüksek olan dini tesis alanının birden fazla taşıt türüne açık ulaşım aksı üzerinde yer alması nedeniyle güvenli geçiş imkanına sahip olmadığı, yer seçimi kriterleri yönünden şehircilik ilkelerine uygun olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, alandaki yoğun yapılaşmalar ve açık alanların yetersizliği de dikkate alındığında dava konusu imar planları ile getirilen dini tesis alanı kullanımı ile yapı yoğunluğunun artmasına neden olunacağından, kaldırılan park alanına eş değer yeni bir alan ayrılmaksızın tesis edilen davaya konu 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarında ve bu imar planlarına dayanılarak tesis edilen işlemlerde imar mevzuatı ile şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.