11. Hukuk Dairesi 2018/1266 E. , 2019/2944 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/12/2016 tarih ve 2015/220 E. - 2016/629 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/12/2017 tarih ve 2017/1119-2017/1152 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin "ULUDAĞ" esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduklarını, davalı şirketin ise "GÜMÜŞ LEZZET KAYNAĞIMIZ ULUDAĞ" ibaresinin marka olarak tescili için diğer davalı kuruma başvurduğunu, müvekkilince başvuruya yapılan itirazın ... tarafından nihai olarak reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira başvuru konusu ibare ile müvekkillerine ait markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu, müvekkili şirketlerin seri markalarından birisi olarak algılayacağını ileri sürerek, ..."nın 2015-M-2201 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, davacıların itirazlarına dayanak markaları ile başvuru konusu ibare arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin başvurusuna konu ibare ile davacılara ait markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı şirketlere ait "ULUDAĞ" asıl unsurlu markalar ile dava konusu başvuru arasında işitsel, görsel, kavramsal olarak ve genel izlenim itibariyle iltibasa yol açacak derecede benzerlik bulunduğu, ortalama tüketicilerin en azından taraflara ait çekişmeli marka ve işaretleri taşıyan mal ve hizmetlerin, aynı işletmeden veya ekonomik, ticari yada idari olarak bağlantılı işletmelerden geldiği zannına kapılabileceği, dolayısıyla 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği, 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesi koşullarının tartışılmasının ise sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ...’nın 2015-M-2201 sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı şirket vekili ve davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre taraf işaretlerindeki ortak unsurun "ULUDAĞ" ibaresi olduğu, Uludağ’ın ... İli sınırlarında bulunan bir dağ ismi olup turistik açıdan bilinen bir yer olduğu, dolayısıyla böyle bir ibarenin tek kişinin tekeline bırakılmasının söz konusu olmayıp bu kelimeye eklenecek diğer kelime ve/veya şekil unsurları ile birlikte marka olarak kullanılmasının mümkün olduğu, başvuruda yer alan "LEZZET KAYNAĞIMIZ" ibaresinin de kaynak göstermeye yönelik olduğu gözetildiğinde başvurudaki asli unsurun, aynı zamanda davalı şirketin unvanının da ayırt edici kısmını oluşturan ve farklı yazım karakteri ile öne çıkarılan "GÜMÜŞ" ibaresi olduğu, bu minvalde dava konusu başvuru ile itiraza mesnet davacı markaları arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında bir benzerlikten ve iltibas tehlikesinden söz edilemeyeceği, davacı şirketlerin itirazlarına konu mesnet markaların tanınmış olmalarının da varılan bu sonucu değiştirmediği zira işaretler arasında benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin de tartışılmayacağı, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunmayıp iptali istenilen ... kararının yerinde olduğu ve İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararının doğru olmadığı gerekçesiyle davalı kurum vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK"nın 353/1-b-2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 15/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.