Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11272 Esas 2020/2824 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/11272
Karar No: 2020/2824
Karar Tarihi: 18.06.2020

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/11272 Esas 2020/2824 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında verilen mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunu esastan reddetti. Temyiz edenlerin sıfatı, başvuru süresi, karar niteliği ve temyiz sebepleri incelendi. Savunma hakkının kısıtlanmadığı sonucuna varıldı. Ancak suçun işleniş biçimi, kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önemi ve değeri, oluşan tehlike, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik gibi faktörler değerlendirilerek hakkaniyete uygun bir ceza belirlenmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmedildi. CMK’nın 299/1, TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri kararda geçen kanun maddeleridir.
16. Ceza Dairesi         2019/11272 E.  ,  2020/2824 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan
    reddi


    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanık ve müdafiinin duruşmalı inceleme durumunun, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf aşaması ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
    Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından, işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanık ve müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanığın dosyaya yansıyan faaliyetlerine göre; Anayasanın 138/1. Maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.