17. Hukuk Dairesi 2016/3931 E. , 2019/1128 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada ve birleşen davada davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 09/11/2010 tarihinde davalıların murisi ..."in maliki ve sürücüsü olduğu motosiklet ile seyir halinde iken küçük ..."ın annesi Hatice Yılmazarslan"ın sürücünün arkasında yolcu olarak bulunduğunu ve meydana gelen kazada ... ile Hatice Yılmazarslan"ın vefat ettiğini, kazanın sürcünün aşırı hızından ve tam kusurundan kaynaklandığını, motosikletin ... ile diğer davalı ...Ş."ye sigortalı olduğunu, küçük ..."ın annesinin ölümünden dolayı uğradığı zararların tazmini için 175.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan, davalı ... şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak koşuluyla kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminatın da davalı ... mirasçılarından yine kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ... 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/746 Esas sayılı dosyasında davacı vekili; müvekkili ...’ın kazada eşi Hatice Yılmazarslan"ı kaybettiğini, bu nedenle maddi zararının tazmini için motosiklet sürücüsü ... mirasçılarından ve sigorta şirketinden 176.092,81 TL maddi tazminat talep ettiğini ve kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ve davalılardan, sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan ... Sigorta A.Ş. vekili; kazaya karışan aracın davalı ... şirketi nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, davalı ... şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davalı ... şirketine sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya dahil edilen ... mirasçıları ... ve ... vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde eşi ..."in herhangi bir kusurunun olmadığını, kendisinin de kazada eşini kaybettiğini ve zor şartlar altında hayatını sürdürdüğünü, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl dava yönünden maddi tazminat talebinin kabulü ile 12.170,29 TL maddi tazminatın davalılardan ... ve velayeten ..."den kaza tarihi olan 09/11/2010 tarihinden, davalı ... şirketi için ise poliçe limiti ile sınırlı ve dava tarihi olan 08/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/11/2010 tarihinden itibaren davalılardan ... ve velayeten ..."den alınarak davacıya verilmesine,
fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen ... 2. ATM"nin 2015/746 E. 2015/571 K. sayılı dosyasında, maddi tazminat talebinin kabulü ile 176.092,81 TL maddi tazminatın davalılardan ... ve velayeten ..."den kaza tarihi olan 09/11/2010 tarihinden, davalı ... şirketi için ise poliçe limiti ile sınırlı ve dava tarihi olan 08/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ...Ş vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-10.4.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İ.B.K.nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İ.B.K. ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK.’nun 294. - 297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK.’nun 297/2. maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Davalı ... şirketi davacıların desteğinin bulunduğu aracın trafik sigortacısı olup, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 93. ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik"in 24. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiği tarihte sigortaya konu motorlu aracın cinsine göre Hazine Müsteşarlığınca asgari tutarı belirlenen tarifedeki limitler uyarınca sınırlı sorumludur. Kaza tarihinde davalıya sigortalı aracın kişi başına azami sorumluluğu 175.000,00 TL"dir. Somut olayda birleşen davada mahkemece aldırılan hesap bilirkişisi raporunda davacı eş Mustafa için 176.092,81 TL, destekten yoksunluk zararı hesaplanmış, daha sonra asıl davadaki talep de dikkate alınarak, poliçe limiti dahilinde garame hesabı yapılarak davacıların hak ettiği tazminat meblağları davacı Mustafa için 158.483,53 TL, davacı Doğukan için 12.170,29 TL olarak, belirlenmiştir. Ancak mahkemece garame hesabı yapılarak belirlenen tazminat miktarları gözardı edilerek ve talep aşılarak davacı eş Mustafa için 176.092,81 TL, davacı Doğukan için 12.170,29 TL, tazminata hükmedilmiş, gerekçeli kararda da, “birleşen dosyada 158.483,53 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken 176.092,81 TL"ye hükmedildiği, davanın kısmen kabulü gerektiği kararın miktar yönünden düzeltilerek onama olabileceği ihtimaline binaen yargılama giderlerinin kısmen kabule göre ve 158.483,53 TL tazminat üzerinden hesaplanarak, hüküm kurulduğu” şeklinde açıklama yapılmıştır. Bu bakımdan kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik olması nedeni ile kararın bozulması gerekmiştir.
3-Kabule göre de;
Dava trafik kazası sonucu ölüm nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekili, desteğin hatır için taşınıp taşınmadığı hususunun araştırılarak tazminattan indirilmesi gerektiğini cevap dilekçesinde savunmuş, mahkemece, dosya kapsamı itibariyle hatır taşımasından söz edilemeyceği gerekçesi ile tazminattan hatır taşıması nedeni ile indirim yapılmaksızın hüküm kurulmuştur.
Öğretide hatır taşıması konusunda bir kavram birliği olmadığı gözlemlenmekte, ancak "hatır için ücretsiz taşıma" ve "aracı hatır için ücretsiz kullandırma" tamlamalarının benimsendiği görülmektedir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK"nın 43. maddesi (6098 sayılı TBK md. 51) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan sözedebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının sözkonusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıması ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından sözedilemeyecektir. Hakim, tazminattan mutlaka belli bir oranda indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Mahkemece, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK"nın 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılması, sonucuna göre hüküm tesisi gerekmektedir.
Somut olayda, soruşturma aşamasında dinlenen tanıklardan ...ve ..., Hatice isminde bir bayanı tanımadıklarını, Ramazan’ın başka bir bayanla arkadaşlığı olduğunu ancak şahsın kim olduğunu bilmediklerini, ölenlerin akraba olmadığını, beyan etmişlerdir. Davalı şirkete sigortalı araç ... sevk ve idaresindeyken kaza meydana gelmiş ve davacılar murisi Hatice Yılmazarslan vefat etmiştir. Şahısların soyadları birbirinden farklı olduğu gibi birinci dereceden akrabalık ilişkileri de bulunmamaktadır. Bu durumda taşımanın hatır için olup olmadığı, taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK"nın 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılması ve hatır taşıması olduğu sonucuna varılırsa Dairemiz uygulamasına göre hesaplanan tazminattan %20 oranında hatır taşıması inidirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Somut olayda davalı vekili, ...’ın motosikletinde yolcu olarak bulunan muris Hatice’nin motosiklete kasksız olarak bindiğini belirterek kusurunun bulunduğunu savunmuştur. Dosya kapsamından müteveffanın olay sırasında kaskının bulunmadığı anlaşılmaktadır ve otopsi raporunda da müteveffanın trafik kazası sebebi ile beyin travması sonucu vefat ettiği, belirtilmiştir. Buna göre mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, BK’nın 44. maddesi uyarınca, tazminattan indirim yapılmasının gerekip gerekmediği hususunun karar yerinde tartışılıp değerlendirilmesi ve Dairemiz uygulamasına göre hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
5-Davalı ... şirketi, zarara neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, kaza tarihindeki poliçe limiti 175.000,00 TL’dir. Mahkemece, asıl dava yönünden, 12.170,29 TL maddi tazminattan, birleşen dava yönünden, 176.092,81 TL maddi tazminattan, davalı ... şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiş ise de, poliçe limitinin kararda belirtilmemesi doğru olmadığı gibi, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.b maddesi uyarınca, bu davalıya yükletilecek yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin sorumlu olduğu miktara oranlanarak hüküm altına alınması gerekirken, tamamından sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.
6-(2)numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin garame hesabı yapılması gerektiğine dair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (6) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...ye geri verilmesine 07.02.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.