Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2018/2183
Karar No: 2021/2369
Karar Tarihi: 20.05.2021

Danıştay 7. Daire 2018/2183 Esas 2021/2369 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/2183
Karar No : 2021/2369

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı adına ... Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) :

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... İnşaat ve Bakliyat Ticaret Limited Şirketi adına tescilli ... tarih ve ... sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya ile ilgili olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri, kaynak kullanımını destekleme fonu payı ve gecikme zamları ile fon payına ait cezai faiz ve bu vergiler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla, olayda, ihtilafa konu amme alacaklarına esas teşkil eden asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle Mahkemelerinin ... esasına kayden açılan davada, uyuşmazlık konusu beyannameye ait tahakkukun tescil tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde tebliğ edilmediği ve idarece tahakkuk zamanaşımını durduracak bir davanın varlığı konusunda herhangi bir bilgi ve belgenin de sunulmamış olması nedeniyle zamanaşımına uğramış amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali yönünde karar verildiği anlaşıldığından davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesi kapsamında şirket ortağı sıfatıyla davacının sorumlu olduğu, aralarında davacının ortağı olduğu asıl borçlu şirketin de bulunduğu firmalar hakkında İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açıldığı, tesis edilen işlemin mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden, ihtilaf konusu amme alacaklarının dayanağı asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu haliyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesine göre usulsüz tebliğ nedeniyle amme alacağının kesinleşmesinden söz edilemeyeceğinden belirtilen sebeple iptali gerektiğinden yazılı gerekçeyle verilen kararda sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : ... İnşaat ve Bakliyat Ticaret Limited Şirketi adına tescilli ... tarih ve ... sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya ile ilgili olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri, kaynak kullanımını destekleme fonu payı ve gecikme zamları ile fon payına ait cezai faiz ve bu vergiler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 3. maddesinde, bu kanunda yer alan amme borçlusu veya borçlu teriminin amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilcisi veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini’ ifade ettiği belirtilmiştir. Aynı Kanun'un 35. maddesinde, “Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.” hükmüne yer verilmiş, 55. maddesinin 1. fıkrasında, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere borçlarını ödemeleri lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinin 1. fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın 7 gün içinde böyle bir borcu olmadığı, kısmen ödediği, alacağın zamanaşımına uğradığı iddialarıyla dava açabileceği, 8. maddesinde de, hilafına bir hüküm bulunmadıkça bu kanunda yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunacağını hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 21. maddesinde, tebliğin, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesi anlamına geldiği, 22. maddesinde, verginin tahakkukunun tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesi demek olduğu, 93. maddesinde, tebligatın adresleri bilinenlere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ise ilan yolu ile yapılacağı, 101. maddesinde bilinen adreslerin hangileri olduğu, 102. maddesinde; tebliğ olunacak evrakı içeren zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarfın üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak beyanı yapana imzalatılacağı, imzadan imtina ederse, tebliği yapanın bu ciheti, şerh ve imza edeceği ve tebliğ edilmeyen evrakı çıkaran mercie iade olunacağı, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin edilecek münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemeyerek iade olunursa tebliğin ilan yolu ile yapılacağı, aynı maddenin son fıkrasında da, adreste bulunamama halinin komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyetinden biri veyahut zabıta huzurunda taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza atılmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde tebliğin hangi hallerde ilan yoluyla yapılacağı, 104. maddesinde ise ilan yazısının tebliğ yapan dairenin ilan koymaya mahsus mahalline asılacağı ve bir suretinin mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderileceği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :Yukarıda anılan düzenlemelerde, tüzel kişiliğe sahip şirketlerin ödenmeyen veya tahsili olanaksız kalan amme alacağının, tüzel kişiliği temsil edenlerin ve ortakların mal varlığından alınacağı, ödeme emrinin ancak usulüne uygun olarak tarh, tahakkuk ve tebliğ aşamasından geçtiği halde vadesinde ödenmemesi suretiyle tahsili kabil hale gelen amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenebileceği, vergilendirme ile ilgili her türlü evrakın tebliğinin anılan Kanun'da yazılı usule tabi olacağı ve bilimum evrakların posta ile ya da memur eliyle tebliğ edileceği, ancak bu şekilde yapılan tebligatlara rağmen tebliğ yapılamaması halinde ilanen tebliğ yoluna gidileceği açıklanmıştır.
Mahkemece, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle Mahkemelerinin 2017/123 esasına kayden açılan davada, uyuşmazlığın dayanağı beyannameye ait tahakkukun beyannamenin tescil tarihinden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi içinde tebliğ edilmediği gerekçesiyle verilen iptal kararına atfen davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali yönünde karar verilmiş ise de; olayda asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca tebliğe çıkarıldığı, anılan ödeme emirlerine ait tebligat mazbatası incelendiğinde "muhatap adresi kapalı olduğu, komşusunun beyanı ile dışarıda iş takibinde olduğu, bu nedenle mahalle muhtarına teslim edildiği" beyanının yer aldığı görüldüğünden, bu haliyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesi uyarınca usulsüz olduğu anlaşılan tebligat nedeniyle amme alacağının kesinleşmesinden söz edilemeyeceğinden bu sebeple işlemin iptali gerekirken istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle verilen mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 20/05/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi