MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Kadastro sonucu, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 242 ada 17 parsel sayılı 23.645,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edildikten sonra 27.10.2006 tarihinde satış nedeniyle davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 26.05.2016 tarih ve 2016/5876 Esas, 2016/5899 sayılı ilamı ile "...Mahkemece, davacı tarafa davasını 242 ada 17 parsel sayılı taşınmazda ipotek hakkı bulunan ... Anonim Şirketi’ne de yöneltmesi için süre ve imkan tanınarak taraf koşulu sağlanması" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamından sonra yapılan yargılama sırasında 14.02.2017 tarihli celsede davalı tarafın taşınmaz üzerindeki ipoteğin kalkmış olduğunu beyan etmesi üzerine güncel tapu kaydı getirtilmiş, güncel tapu kaydında ipotek şerhinin bulunmadığının anlaşılması üzerine “güncel tapu kaydı dosya içerisine alındığında tapu kaydı üzerindeki ipotek şerhinin kaldırıldığının anlaşıldığı ve olduğu, bu haliyle taraf teşkili açısından bir eksiklik olmadığı”gerekçesiyle önceki hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Bu duruma göre, Mahkemece, Dairemizin 26.05.2016 tarih ve 2016/5876 Esas 2016/5899 sayılı bozma ilamına karşı usulüne uygun direnme kararı verilip verilmediğinin değerlendirilmesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yetki ve görevi dahilinde olduğu anlaşılmakla, dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 4. maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 28.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.