14. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/3083 Karar No: 2012/4685 Karar Tarihi: 30.03.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/3083 Esas 2012/4685 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, davalı lehine tesis edilmiş olan intifa hakkının 5 yılı aşamayacağını ve Rekabet Kurumunun tanıdığı muafiyet süresinin de dolduğunu ileri sürerek intifa hakkının terkinini talep etti. Mahkeme, Rekabet Kanunu'nun 56. maddesi uyarınca, intifa hakkının terkin edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak, taraflar arasındaki intifa hakkının bayilik ilişkisinden kaynaklandığı ve Rekabet Kanunu ile Rekabet Kurumu kararlarına aykırılık oluşturduğu durumlarda intifa hakkının taşınmaz üzerinde kalmaya devam etmesinin yasak olduğu belirtilir. Bu nedenle, mahkemenin kararı usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri ise Rekabet Kanunu'nun 4. ve 56. maddeleridir.
(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/3083 E. , 2012/4685 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 14.12.2010 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R Davacılar, 3144 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 09.06.1995 tarihinde davalı lehine 20 yıllık intifa hakkı tesis edildiğini, Rekabet Kurumunun 2002/2-2003/3 sayılı Tebliğleri uyarınca Rekabet Kanunundan kaynaklanan rekabet etmeme yükümlülüğü uyarınca bu sürenin 5 yılı aşamayacağını, Rekabet Kurumunun tanıdığı muafiyet süresi de 18.09.2010 tarihinde dolduğunu ileri sürerek intifa hakkının terkinini talep etmiştir.Davalı, 18.09.2010 tarihinden itibaren intifa hakkının geçersiz olduğunu, ancak Rekabet Kanunu uyarınca davacılar aleyhine tazminat davası açtıklarını ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, intifa hakkının 09.06.2015 tarihinde sona ereceğini, 4054 sayılı Rekabet Kanununun 56. maddesi uyarınca, Borçlar Kanununun 63 ve 64. maddelerine göre davacıların tazminat ödemesi gerekeceğinden aşaması itibariyle intifa hakkının terkin edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı temyiz etmiştir.Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki intifa hakkının akaryakıt bayilik ilişkisinden kaynaklandığı ve Rekabet Kanunu ile Rekabet Kurumunun 2002/2 - 2003/3 sayılı Tebliğleri kapsamında intifa hakkının 18.09.2010 tarihinden itibaren geçersiz olacağı konusunda çekişme bulunmamaktadır. Tarafların iradeleri açıklanan hususlarda birleşmiş olmasına rağmen mahkemece Rekabet Kanunun 56. maddesi hükmü gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir. Bu nedenle Rekabet Kanununun 56. maddesi üzerinde durmak gerekir. Anılan madde, "Bu Kanunun 4. maddesine aykırı olan her türlü anlaşma ile teşebbüs birlikleri kararı geçersizdir. Bu anlaşmalardan ve kararlardan doğan edimlerin ifası istenemez. Daha önce yerine getirilmiş edimlerin geçersizliği nedeniyle geri istenmesi halinde tarafların iade borcu Borçlar Kanununun 63 ve 64 üncü maddelerine tabidir. Borçlar Kanununun 65. maddesi hükmü bu Kanundan doğan ihtilaflara uygulanmaz." şeklindedir. Madde kapsamında belirtilen 4. madde ise rekabeti sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve kararlara ilişkindir. Sözü edilen 4. madde ile belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan Teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasak kabul edilmiştir. Rekabet Kurumu çıkardığı 2002/2 - 2003/3 sayılı Tebliğleri ile yasak kapsamında bulunan anlaşmaların kanunda öngörülen koşullara uyumlu hale getirilmesi için 18.09.2010 tarihine kadar muafiyet tanımıştır. Bu tarihten sonra taraflar arasında Rekabet Kanunu ve Rekabet Kurumu Kararlarına aykırılık oluşturmayacak şekilde anlaşmalar sağlanamaması, diğer bir anlatımla sözleşme ilişkisinin sona ermesi halinde tarafların sözleşme kapsamındaki edimlerin ifasını isteme olanakları bulunmamaktadır. Ancak, daha önce yerine getirilen edimler nedeniyle iade borcundan söz edilmektedir. Somut olayda da; taraflar bayilik ve buna bağlı intifa sözleşmesinden kaynaklanan ilişkinin sona erdiğini kabul etmektedirler. Davalı yan bayilik ilişkisi ve intifa hakkı nedeniyle taşınmaz üzerinde yapılan yatırımlardan kaynaklanan tazminat hakkı bulunduğunu, bunun da dava konusu olduğunu belirtmiştir. Gerçekten taraflar arasında görülmekte olan tazminat davası da vardır. Ancak bu tazminat davasının varlığı intifa hakkının terkinine engel değildir. Aksine intifa hakkının taşınmaz üzerinde kalmaya devam etmesi ve bu haktan yararlanmak istenmesi Rekabet Kanununun 4. maddesine aykırılık oluşturur. Mahkemece bu husus gözardı edilmiş, intifa hakkı ve tazminat isteme hakkının birbirinden bağımsız olduğu hususu üzerinde durulmadan dava reddedilmiştir. Verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 30.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.