(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/2944 E. , 2012/4684 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.05.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltme davasının yargılamasının yenilenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 1311 parsel sayılı taşınmazın 1/4 payına malik ..."in soyadının "..." olarak düzeltilmesi için açtıkları davada ... Asliye 5.Hukuk Mahkemesinin 2010/212 - 2010/579 E.K. sayılı ilamı ile soyadının düzeltildiğini ve kararın 21.12.2011 tarihinde kesinleştiğini, tapuda işlem yapmak için gittiklerinde ... Asliye 2.Hukuk Mahkemesinin 2010/201 - 2010/527 E.K. sayılı ilamıyla ... tarafından açılan tapuda isim düzeltme davasında ... isminin "..." olarak düzeltildiğini öğrendiklerini, taşınmazın ..."le bir bağlantısının olmadığını ileri sürerek ... Asliye 2.Hukuk Mahkemesinin 2010/201 - 2010/527 E.K. sayılı kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı ..., davanın reddini savunmuş, davalı ... ise davayı kabul ettiğini, köyde oturmadığı için kendisine babaannesinin hissesi olan bir taşınmaz bulunduğunun söylenmesi üzerine davayı açtığını beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Dava isim düzeltme davasında verilen çelişkili iki farklı hüküm nedeniyle sonradan verilen kararın iptali istemiyle açılmıştır. Öncelikle davanın niteliğini saptamak gerekir. Davacı her ne kadar yargılamanın yenilenmesini
talep etmiş ise de dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 445/10 maddesi uyarınca iki tarafı, sebebi aynı olan bir davada birbiri ile çelişkili kesinleşmiş iki ayrı hükmün bulunmasından söz edilmiştir. Somut olayda ise, birbiri ile çelişen iki hüküm bulunmakla birlikte davaların tarafları farklıdır. Bu durumda yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurma olanağı yoktur. Davacının iptalini istediği 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/201 - 522 sayılı 15.12.2010 tarihli davacısı ... olan davada 1311, 2413 ve 2414 parsel sayılı taşınmazlarda 1/4 pay sahibi ... kızı ..."in tapu kütüğündeki adının Meryem olarak düzeltilmesine ilişkin karar 09.02.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ..."ın açtığı davada ise aynı taşınmazlardaki malik ... kızı ..."in ismi ... kızı ... olarak düzeltilmiş, bu karar da 21.12.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Aynı taşınmazlardaki payların maliki iki ayrı ilamla iki farklı kişi olarak hüküm altına alındığına ve bunlardan ..."in açtığı dava daha önce kesinleştiğine göre artık dava konusu taşınmazların tapu kaydındaki hak sahibinin ... kızı ... olduğunun kabulü gerekir. Diğer bir anlatımla tapu kaydında isim düzeltme davası ile mülkiyet nakli oluşmuştur. Davacı da taşınmazın kendi murisi ... kızı ..."a ait olduğunu ileri sürmektedir. Bu durum karşısında davanın tapu iptali tescil olarak incelenerek sonuçlandırılması gerekir.
Mahkemece davalı ..."in davayı kabul beyanı da nazara alınarak dava kabul edilmiştir. Ancak, isim düzeltme yoluyla kayıt maliki olan ... kızı ..."in davalı ..."ten başka mirasçıları da bulunmaktadır. Bu nedenle elbirliği mülkiyeti söz konusu olduğundan diğer paydaşların yer almadığı davada ..."in kabul beyanı bağlayıcı olmayacaktır. Diğer mirasçıların da davada yer alması sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan davanın esastan sonuçlandırılması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 30.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.