9. Hukuk Dairesi 2018/10733 E. , 2019/440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ
Davacı vekili tarafından verilen 07.11.2018 tarihli dilekçede, Dairemizin 26.06.2018 tarihli, 2018/603 E. ve 2018/17132 K. sayılı onama kararının maddi hataya dayalı verildiği ileri sürülerek kararın ortadan kaldırılması ve hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Dairemizce yargılamanın iadesinin talep edildiği mahkeme kararının konusunu oluşturan işveren feshinin dayanağı iftira iddiası ile ilgili davacı hakkında ceza kararının bulunduğu gözden kaçırılarak onama kararı verilmesinin maddi hataya dayandığı anlaşılmakla, Dairemiz onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilmiştir.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin işten çıkarılmasına neden olan şikâyetine konu kişilerin ekte sunulan gazete kûpürleri ile ilerleyen safhalarda FETÖ soruşturmaları kapsamında gözaltına alınarak tutuklanmaları, yine feshin dayanağı şikâyetin anayasal bir hak olduğunu ortaya koyan ... 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/435 E. ve 2014/691 K. sayılı kararının bulunması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi’nin 2016/802 esasına kayden yapılıp kesinleşen yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, yargılamanın yenilenmesi koşulları bulunmadığı savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacı vekili müvekkilinin davalı Üniversite bünyesinde çalıştığı sırada yolsuzluk yaptığına tanık olduğu kişiler yönüyle sahip olduğu Anayasal hakkı çerçevesinde gereği için şikayet yoluna başvurduğu, ancak davalı kurum tarafından bu başvurunun davacının doğruluk ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmayan davranışı olarak nitelendirilerek iş akdine son verildiği ve mahkemece aynı gerekçe ile işe iade isteminin reddedilerek, kararın kesinleştiğini, oysa bugün itibariyle yapılan FETÖ soruşturmaları ile davacının şikayet konusu ettiği kişi ve yolsuzlukların gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, nitekim bir kısım görevlilerin halen cezaevinde bulunduğunu, bu haliyle davacının iş akdinin feshine konu edilen şikayet eyleminin davacının doğruluk ve dürüstlükle bağdaşmayan hal olarak kabul edilmesinin hatalı ve haksız olduğunun anlaşıldığından bahisle yargılamanın yenilenmesine talep etmiş ise de; yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yolu olup, sebepleri tahdidi olarak sayılmakla bu sayılanlar dışındaki bir nedenle yargılamanın yenilenmesi talep edilemeyeceği dikkate alınarak yargılamanın yenilenmesi koşullarından hiç birinin somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
D)İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E)İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf başvurusunda; Mahkemenin 18/02/2015 günlü 2016/802 esas 2017/101 karar sayılı kararının Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 31/03/2016 gün 2016/7591 - 7742 E ve K sayılı ilamı ile kesin olarak onandığını, ancak davanın açılışı sırasında dava dilekçelerinde ileri sürdükleri olayların doğruluğu ve yine müvekkilinin işten çıkarılmasına neden olan şikayete havi olayları yaratan kişilerin ilerleyen safhalarda FETÖ soruşturmaları kapsamında gözaltına alınarak tutuklanmaları ile bir kez daha ispat edildiğini bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK.nın 375. maddesinde yargılamanın iadesini gerektiren sebeplerin tahdidi olarak belirlendiği, davacı vekilinin yargılamanın iadesi sebebi olarak ileri sürdüğü hususların hiçbiri 375. maddede belirlenen sebeplerden olmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin yargılamanın iadesinin reddine dair verdiği kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta; davalı Üniversite’nin tarım arazisinde bekçi olarak çalışan ve 9 yılı aşkın kıdemi olan davacı işçinin, çalıştığı esnada bu arazide... Fakültesi dekanı ve yardımcısının yolsuzluk yaptığına dair yaptığı şikâyeti takiben ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada görevsizlik kararı verilerek dosyanın davalı Üniversite’ye gönderildiği, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53/c. maddesi uyarınca görevsizlik kararında belirtilen fiilleri işledikleri iddiası ile ilgili yetkililer hakkında ceza soruşturması açılmasına karar verdiği, soruşturma sonucunda Üniversite Kurulu’nca men-i muhakeme yönünden oybirliği ile karar verildiği, men-i muhakeme yönündeki Üniversite kurul kararına karşı davacı tarafça yapılan itiraz üzerine Danıştay 1. Dairesi’nin 18.02.2013 tarihli 2013/ 1313 E., 2013/ 1774 K. sayılı kararıyla men-i muhakeme kararını oy çokluğu ile onandığı, Danıştay kararı kendilerine tebliğ olan ve şikâyet edilen dava dışı O.K. ile H.G."nin Rektörlüğe müracaat ederek, davacı hakkında amirlerine iftira atma suçu nedeniyle ilgili mevzuat gereği disiplin soruşturması yapılmasını talep edildiği, yapılan disiplin soruşturması sonucunda da disiplin kurulunca davacı hakkında "amirleri ile iş mensupları, iş arkadaşları veya mahiyetleri hakkında yalan veya yanlış haber çıkarmak, yanlış ihbar veya istinatlarda bulunmak” nedeniyle tazminatsız olarak ihracına karar verildiği, daha sonra bu nedenle davacının açtığı işe iade davasında İlk Derece Mahkemesince “davalı üniversitenin somut olayda davacının iş sözleşmesini 4857 SK nun 25/ 2-e (işçinin doğruluk ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmayan davranışı) maddesi uyarınca tazminatsız olarak haklı nedenle feshettiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve bu kararın onanarak kesinleştiği, bilahare davacı tarafça işten çıkarılmasına neden olan şikâyetine konu kişilerin ekte sunulan gazete kûpürleri yolsuzluk ve ilerleyen safhalarda FETÖ soruşturmaları kapsamında gözaltına alınarak tutuklanmaları, yine feshin dayanağı şikâyetin anayasal bir hak olduğunu ortaya koyan ... 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/435 E. ve 2014/691 K. sayılı kararının bulunması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi’nin 2016/802 esasına kayden yapılıp kesinleşen yargılamanın yenilenmesini talep edildiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi’nce davacının yargılamanın iadesi talebinin dayanağı olan şikâyete konu ettiği kişilerin yolsuzluk ve FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanmalarının yargılamanın yenilenmesi koşullarından olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Oysa ki davacı yargılamanın iadesinde feshin dayanağını oluşturan iftira iddiası ile ilgili hakkında verilen ... 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/435 E. ve 2014/691 K. sayılı karara da dayanmış olup, bu kararda davacının şikâyetine konu olan davalı Üniversite yetkilileri (müştekiler dekan ve dekan yardımcısı) hakkındaki men-i muhakeme kararının Danıştay 1. Dairesi’nin 18.02.2013 tarih 2013/1313 Esas, 2013/ 1774 sayılı kararıyla oy çokluğuyla onandığına da değinilerek “… eğitim düzeyi ve sosyo ekonomik durumu itibari ile bahsi geçen mevzuatı bilmesi beklenmeyen sanığın çalıştığı... Fakültesi"ne bağlı çiftlikte gördüğü ve usulsüz olduğu kanısına vardığı hususlarda şikayetçi olmasının anayasal bir hakkı olduğu, yine 5237 sayılı TCK"nun 267/1. maddesinde düzenlenen iftira suçunun maddi unsurunun "işlenmediğini bildiği halde" hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılması için ihbar ve şikayette bulunulmasının gerekmesi karşısında; yargılama konusu somut olayda bu maddi unsurun gerçekleşmediğinin açık olduğu” gerekçesiyle davacı hakkında beraat kararı verildiği ve bu kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.
Bu kapsamda işveren feshinin dayanağını oluşturan ve iftira olarak adlandırılan davacı eylemleri ilgili yapılan ceza yargılamasında, bu eylemler “anayasal hak” kapsamında bir şikâyet olarak değerlendirilip, iftira suçunun unsurlarının bulunmadığı tespiti yapılmıştır.
O halde somut olayın özelliği, yargılamanın iadesi talebinin davacı hakkındaki ceza yargılamasının sonucuna göre değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Mahkemece ceza davası sonucu bekletici mesele yapılmadan yargılamanın iadesi talebi hakkında karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.